Hatice Nur Öztürk

Reklam
Yahut da bizim millet acıya alışmış. Biz hepimiz bahtsızlığa o kadar alışmışız ki, sevinç anormal geliyor. Bilmez misiniz, biz de yüksek sesle gülmek ayıpların başında sayılır .Hele çocuklar için... Sonra hocalar bize cennetin sevinçleri yerine durmadan cehennemin işkencelerini belki de bu sebeple anlatırlar...
Sayfa 226 - İthaki
Zira -her ne kadar garip olsa da- mahrum olmak muhtaç olmak değil ve mahzun olmak mesut olmamak değildir. Şüphe yok ki aydınlık veya karanlık zamanlarımız olabilir. Lakin neşemizin veya hüznümüzün mayası asıl vücudumuzun ve ruhumuzun bir usaresidir. aynı şartlar içinde memnun veya Mahzun olabiliyoruz. İnsanlar başlarına hariçten gelen felaketlerden ve saadetlerden ziyade bu halleri duyuş ve hazmediş kabiliyetleriyle, dünya ile ve kendi nefisleri ile mücadele tarzlarıyladır ki birbirlerinden ayrılırlar. Yani bunları yener bahtiyar yahut bunlara yenilir bedbaht olurlar.
Sayfa 159 - Everest

Reader Follow Recommendations

See All
Zaman her şeyi unutturarak her malumattan yeni cehaletler doğurur. Hemen herkesçe malum olan bir şey hemen herkesçe meçhul bir şey olur.
Sayfa 141 - Everest
Herkes özünü sakladığını umarken aldanır,acemidir,bunu saklayamaz ;fakat karşısındakinin maksatlarını duyarken herkes üstattır,aldanmaz,gözünden hiçbir şey kaçırmaz.
Sayfa 112 - Everest
Reklam
Bayıldım çok iyi tespit :)
Zamana hiç değer vermediği halde ,her vakit herkesten önce davranmak isteyen ,sırasına razı olmadığı için de birbirini itiştirip geç kalan milletimiz gene telaşla davrandı.
Sayfa 124 - İthaki
Başkaları daima ancak kendi hesaplarına uygun görüşlerine inanarak bizi kendimize göre değil, kendilerine göre muhakeme ederler ve çok kere hakkımızda erdikleri kanaatlerin bizim hakikatlerimizle hiçbir münasebeti kalmaz.
Sayfa 31 - Everest
...düşününce beklentileri ortaya çıkar insanın,beklentilerden de hayal kırıklıkları.
Sayfa 115 - İletişim
Çocukların zaman kavramı üzerine :)
En uzak zaman dilimi yarındı, en güzel şeyler beş dakika sonra olacaklardı, öğleden sonra belki beklenebilir bir şeydi, akşama doğru ise hala belirsizliğini koruyordu.
Sayfa 48 - İletişim
836 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.