Her günü pes etmeden, umutsuzluğa kapılmadan,intihar etmeden, hatta siyaset tartışmaya devam ederek nasıl atlatıyorlar?
"Değdi mi?" dedim yatan ölülere. "Yaşadığınız hayata ve yaptığınız her şeye değdi mi? İstediğiniz gibi bir hayat yaşadınız mı? Kim için yaşadınız? Başkaları için mi yoksa kendiniz için mi? Başkaları içinse eğer şimdi o başkaları burada yok. Büyük ihtimalle de sizi unutucaklar. Hatta bir süre sonra Adınızı bile hayırlamayacaklar. Bir başkasının hayatına musallat olmaya devam edecekler."
Reklam
Ben yalnızca “olağanüstü” insanın, ülkülerinin gerçekleşmesi için gerekiyorsa (yalnızca bu koşulla; ülkülerinin gerçekleşmesi için gerekiyorsa… Kaldı ki, bunlar tüm insanlık için de kurtarıcı birtakım ülküler olabilirler) bazı engelleri aşmaya kendinde bir hak bulabileceğini (resmi olmayan bir haktır bu) ima etmiştim. … Kepler ya da Newton’un buluşlarını, çeşitli kombinezonlar yüzünden bu buluşların açığa çıkmasına engel olan, bunların yolunu tıkayan bir, on, yüz ya da daha çok kişinin hayatları feda edilmeden insanlık öğrenemeyecekti diyelim. Bu durumda bence, buluşunu tüm insanlığa iletebilmek için Newton’un da bu on ya da yüz kişiyi ortadan kaldırmaya hakkı vardı, hatta bu onun için bir zorunluluktu. Bundan hiçbir zaman Newton’un önüne geleni asıp kesmeye ya da her gün çarşı pazarda hırsızlık etmeye hakkı olduğu sonucu çıkmaz.
Bir görüş doğruysa, bir kez, iki kez, hatta pek çok kez susturulabilir, ama çağlar içinde onu yenidenkeşfedecek insanlar genellikle çıkacaktır, ta ki baskıdan kurtulup bir daha susturulamayacak kadar ilerleyeceği olumlu koşulların ortaya çıkacağı bir döneme denk gele- ne kadar.
Kesinlikle +3
İnsanlar vardır, bilirsiniz, başkalarından sürekli bir şeyler bekler ya da isterler. Aslında bu, bir insanın ihtiyaçlarını kendi­sinin karşılamasından çok daha büyük bir çabayı gerektirir. Üs­telik onur kırıcıdır da. Ama onlar için önemli olan, diğer bir in­sanın ya da insanların kendileri için bir şeyler yapmasıdır. Bu­nun için her şeye katlanırlar. Genellikle bu tutumlarının bilin­cinde değildirler. Amaçları diğer insanları sömürmek değil, bir şeylerin hazırca kendilerine verilmesidir. Aşırı bağımlıdırlar ve kendi sorumluluklarını başkalarının üstlenmesini beklerler. On­ların çevremizdeki varlığından sıkılabilir ya da bize yük olduk­larını düşünebiliriz. Ama çoğu kez kendi bağımlılığımızdan ötürü onları çevremizde tutarız. Kendilerine bir şeyler verildiği sürece bizden kopmazlar. Bir diğer deyişle, böyle kişiler krono­lojik olarak yetişkin, hatta entelektüel yönden iyi gelişmiş olsa­lar bile, bebeklik yıllarının asalak varoluş biçimini sürdürürler.
Nomofobi
Herkes doğaya dönmek istiyordu ama kimse yürüyerek gitmek istemiyordu. Çünkü tüm lükslerimiz önce ihtiyacımız oldu, sonrasında ise bağımlılığımız. Hatta bu rahatsızlığın bilimsel bir adı bile vardı artık. Nomofobi. Yani online olamama korkusu. Sürekli online olma hissi kadar kuvvetliydi ki bu konuda doğabilecek herhangi bir sıkıntı insanlarda anksiyete oluşmasına neden oluyordu.
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.