Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Sayfa 179 - selKitabı okuyor
Evrenin Yaratılışı
"Evrenin yaratılışı hakkındaki bilgiler, çeşitli şiirlerin giriş kısımlarından alınmıştır. Bu yazılara göre ilk önce büyük bir karışıklık gerçekleşiyor ve her tarafı şu kaplıyor. Bu suyun Namma adlı bir tanrıçası vardı. Bu tanrıça bu sudan bir dağ çıkarıyor. Bu dağın üstü gök, altı yerdir. Bu ikisinin birleşmesinden Hava Tanrısı Enlil oluyor. Enlil bu dağı ikiye ayırıyor ve üstünü Gök Tanrısı An, altını da Yer Tanrıçası Ninki ile Enlil alıyorlar. Yer dişi olarak algılanıyor. Böylece yer, gök ve hava yaratılmış oluyor. Enlil adındaki lil hava, soluk ve ruh anlamına gelmektedir. Genişleyen hareket eden bir varlık olan lil bizim atmosferimizle özdeş. İlginç olanı, tanrının yazdırdığına inanılan hiçbir din kitabında, havadan söz edilmemesidir. Güneş, ay, gezegenler ve yıldızların hemen hepsi aynı maddeden oluşmuşlar, fakat ayrıca çeşitli aydınlatma ile donatılmışlar. Gök ve yeri her taraftan kuşatan bir deniz vardı ki, hepsi bunun içinde sanki hareket etmeden duruyorlardı. Gök, kubbe şeklinde tek bir maddeyle örtülmüş olarak algılanmış. Bu maddenin ne olduğu bilinmiyor. Fakat Sumerliler kalaya gök madeni dediklerine göre belki göğü kalaydan oluşmuş gibi düşünmüşlerdir. Göğe büyük yüksek, deniyor. Burada gök ve yeryüzü tanrıları oturuyor. Yer de, yeryüzü ile onun altından oluşuyor ki, buna da büyük aşağı deniyor. Burada da yeraltı tanrıları bulunuyor."
Reklam
"Görüyorum eğilmiş düşünceleri ve sevilen kadınları ve havadan ve sudan bıkmış ciğerleri. Ama önceki dakika şimdiden fazla yaşlı."
Sayfa 21
"Hayatımda ne zaman bir şeyler yolunda gitmese annemi arar, onunla dertleşirdim. Olanı biteni anlatmasam da havadan sudan konuşmak iyi gelirdi."
Son Kez Bakma İhtimali
Ne masraflıymış konuşmak ilkbaharda Havadan sudan ve mezar taşlarından
Yağız Gönüler
Yağız Gönüler
Havadan Sudan
kütüphaneye geliyorum sürekli ders çalışmak için. son 2 ay kaldı. sık dişini diyorum hep kendime. sonra buraya kitap okumak için geleceğim. birsürü kitapta gözüm kaldı. onlar da beni bekliyor okumam için, biliyorum.
Reklam
15 yaşında yanılmak normaldir.
Yetişkinler gibi havadan sudan konuştuk ama birdenbire şaşkınlık ve sevinçle anladım ki kalbimdeki boşluğun ve keyifsiz geçen günlerimin tek bir nedeni varmış: Andrée'nin yokluğu. Onsuz yaşamak, yaşamak değildi artık. Matmazel Villeneuve yüksek sırtlı sandalyesine oturduğunda bir kez daha düşündüm: "Andrée olmadan yaşayamam artık." Sevincim eleme dönüştü: "Peki ama," dedim kendi kendime, "o ölürse ben ne yaparım?" Sıramda oturuyor olurdum, müdire hanım sınıfa girer ve ciddi bir sesle: "Dua edelim çocuklarım, Tanrı dün gece küçük arkadaşınız Andrée Gallard'ı yanına aldı," derdi. "Pekâlâ! Çok, basit," diye karar verdim, "oturduğum sıradan kendimi yere bırakır, ben de ölürüm." Ölüm düşüncesi beni korkutmuyordu zira cennetin kapısında hemen buluşacaktık.
Bazı yarım kalmışlıklar...
Elbet karşılaşacaktık bir gün. O zaman önce hiç tanımamış gibi yapacak, sonra da tanımış ama bu hiç önemli değilmiş gibi davranarak havadan sudan konuşup ona kendini olabildiğince sıradan ve değersiz hissettirecek, herhangi bir cümlenin ortasında da lafını kesip hoşça kal diyerek sırtımı dönüp gidecektim. Binlerce kez kafamın içinde yaşamıştım bu sahneyi, binlerce kez gözümün önüne getirmiştim. Şimdi o an gelmişti ve ben ne bir tek laf edebiliyor ne de kıpırdayabiliyordum. Bakıyordum sadece, uzun uzun ve derin derin bakıyordum.
Onunla lisenin ilk yılında aynı sınıftaydık ve sık sık buluşuyorduk. İlk başlarda üç dört kişi, sonra yalnızca ikimiz. Nedenini bilmiyorum ama, kendimi onun yanında rahat hissediyordum. Ne söylersem söyleyeyim, beni dikkatle dinlerdi. Sadece havadan sudan konuşuyor olabilirdim, fakat yüzündeki ifadeden tarihin akışını değiştirecek muhteşem bir keşfimi anlattığımı sanırdınız. O, Şimamoto’dan sonra, söylediğim her şeyi hayran hayran dinleyen ilk kızdı. Bana gelince, onun hakkındaki her şeyi öğrenmek istiyordum. Her gün ne yiyordu, nasıl bir odada yaşıyordu. Pencereden baktığında ne görüyordu.
Doğan Kitap
Reklam
Rutin rahmettir rahmet.. günlük rutinlerimiz büyük şükür ister.
Tek başına hapsedilmiş olmak tamircinin o güne kadar yaşadığı en büyük çaresizlikti. Bazen Podol'de olduğunu, herhangi biriyle havadan sudan konuştuğunu hayal ediyordu. Aaron Latke ile oturmuş, işlerin ne kadar kötü gittiğinden dem vuruyorlardı hayalen. (İnsan özgür olunca işler ne kadar kötü gidebilirdi ki?)
Güvenimiz tazelenince sıkıntımız da dağıldı ve havadan sudan konuşmamıza geri döndük.
Sayfa 259
Ben de karanlıktayım, tıpkı senin gibi; ama anlıyorum ve senin gibi hissediyorum. Şayet yazarlar havadan sudan konuşmalara ve kendilerini saklamaya bel bağlarlarsa, o zaman okurlar yalnızlığa terk edilmiş demektir; bağ kopar.
Kar yağdığında kurtlar şehre iner. Ama bildiğimiz dört bacaklı kurtlar değil ha! İki ayaklı kötülükler, fenalıklar. Çünkü kar beyazdır. Masumdur. Güzeldir. Kıyamazsın basmaya. Bütün kötülükler, iyilerin havadan sudan mutlu olduğu böyle havalarda yapılır.
Sayfa 258Kitabı okudu
Ciddi bir yaşam sürmelisin. Saçma sapan filmlere canın çekse bile gitme; ucuz gazeteleri okuma; radyo veya televizyondaki aptallıkları dinleme; havadan sudan konuşarak zamanını boşa harcama. Yaşamını kullan.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.