Bu güzel metaforların şifresini kendi başına çöz; derinlemesine düşün onlar hakkında.
Bu yüzden hikayeler üzerinden konuşuyorum. Onlar üzerinden hiç kimse konuşmamıştı. Niçin ben bu küçük hikayeler üzerinden konuşuyorum? -sadece nasıl düşüneceğine dair sana birkaç ipucu vermek için. Bunlar bu hikayeler üzerine yapılan yorumlar değiller; ben bir
9. BÖLÜM
SONSUZ SABIR
Bir zamanlar cennet meyvesini işitmiş olan bir kadın vardı. Ona tamah etti.
Adına Sabar diyeceğimiz bir dervişe sordu, “Bu meyveyi nasıl bulabilirim ki böylece mevcut bilgiye erebileyim? “Sana verebileceğim en iyi tavsiye benimle çalışman olur,” dedi derviş. “Fakat böyle yapmazsan, kararlı bir şekilde ve bazen yerinde
"...Adem'in dünyaya düşüşü bir ayrılış,veda ve yalnızlık serüveni idi. Havva'yı bulmasıyla yalnızlığını giderdi bir nebze. Ama koptuğu cennete olan özlemi baki kaldı. Bizler de dünyada bu gurbet duygusunu bir evlattan diğerine naklediyoruz..."
Yeryüzünde cennet özlemi, insanlığın tarihi kadar eskidir aslında. Bu yeryüzü cennetlerinin başlıca nimetlerinden biri de, varın yoğun herkes arasında ortaklaşa paylaşılmasıdır. The Land of Cokayne adlı on dördüncü yüzyılda yazılan ve şairi bilinmeyen bir İngiliz şiirinde, şöyle denilir: "Ne kavga var, ne de savaş; sonsuz bir yaşam aldı
Adem, Havva ve yılanın insanlığımızın farklı yüzlerini temsil ettiğini görebiliriz. Yılanda isyankarlık ve beşeri ilerleme için büyük önem taşıyan her şeyi sorgulamaya yönelik aralıksız ve dayanılmaz bir isteği; Havva' da bilgiye açlığımızı, tecrübe etme arzumuzu ve yasaksız bir yaşama duyduğumuz özlemi görüyoruz. Epey pasif bir figür olan Adem, eylemlerimizin sorumluluğunu alma isteksizliğimizi sergiler. Bu hikaye insan hayatında iyi ile kötünün ayrılmaz biçimde iç içe geçmiş olduğunu gösterir. Muazzam bilgimiz aynı anda hem faydalı olup hem de çok büyük zararlara sebep olabilir.