Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

havva sokullu

havva sokullu
@havva3442
Öğretmen
İstanbul
4 okur puanı
Kasım 2019 tarihinde katıldı
Reklam
Düşmandançok kendisi zarar verir, yola gelmez, sabırsız insan.
Küçükken, babam gittiği sıra bir defa asansörde kalmıştık. Bazen o gelir aklıma. Biz asansörde kaldık ya sanki bir uykuya daldık ve oradan çıkamadık bir daha. Bir gün babam gelip bizi çıkartacakmış sanki.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dolayısıyla neye çocukluk denir sorusuna "henüz sorumlu olmuyor oluşumuzun lezzetine" denebilir.
Reklam
“Yirmi yaşına kadar yatan zamanın koşacağı tutmuştu.”
Sayfa 62 - ÖtükenKitabı okudu
Eleştiriye tahammülü olmayan bizlerin öğrencilerimize eleştirel düşünme becerisi katmaya çalışmamız; yıllardır bürokratik hantallıkla ve yazısşma trafiği ile boğulan sistemin yenilikçi anlayışa geçmesini beklemek, öğrencilerin ya da öğretmenlerin öğretimde hiçbir inisiyatif alamadıkları okul sisteminde öğrencilere inisiyatif aldırmak, 40-50 kişilik sınıflarda tuvalet temizliği çözülememiş okullarda üretkenlik getirmeye inanmak sadece hayalcilik olacaktır.
Yaptığımız soru sayısı kadar değerimizin olduğu öğrencilerdik.
Kendimizle baş başa kalamıyor, hemen bizi oyalayacak, dikkatimizi çekecek bir uyarana yönelmek istiyoruz.
Diyorum ki, "elbet bulunur/ iyi hal üzere kaybolan kişi."
Reklam
Hem o zaman hayrın da şerrin de Allah'tan geldiğini nasıl bileceğiz? Hiç yenilmezsek dünyanın bir imtihan yeri olduğuna nasıl iman edeceğiz?
Daha derin yaralar için bazen doktor yetmez. Şairin orda olması gerekir.
İnsan, çağımızda hep yorgun: Oynamaktan, örtmekten, gizlemekten, kendisi olmaya giden yolu yürüyememekten yorgun.
Kalabalıklar içinde yalnız ol, elin kârda gönlün yârda olsun, elin işte gönlün Hak ile oynaşta olsun.
Seçmek, karar vermek önemlidir; çünkü her evet için bir hayır vardır.
Sayfa 136Kitabı okudu
Komşunu kendin gibi sev düsturunu unutmuş evler muhkem şatolara dönüşmüştür.
Reklam
Geleceğe sadakatin olmadığı bir dünyada ise kolektif sorumluluk duygusu ve dolayısıyla da ahlak da olamaz.
Günümüzde sefalet kıtlıktan değil zenginliğin adaletsiz dağılımından kaynaklanmaktadır.