Hay sen çok yaşa Şems..!
Türkler cesur, konuksever ve kaynaşık insanlardır.
11) Halil Demirel: İddianame' de, H. Demirel için bu ko- nuda şöyle denmektedir: "Saniğın eşyaları arasında bulunan başliksız şiirdeki şu cümleler calibi dikkattir: Ey felek, felek hay zalim felek Hani Kürdistan, hani o nakışlı burçlar Ben minnetle olan cenneti istemem senden Serbest ve hür olarak cehennemi tercih ederim. Yurdum benim güzel Kürdistan... Başımıza kül dökelim, Ya devlet olalim, ya ölelim Ya güzel bir ölüm, ya esaret-matem Çok yaşa her vakit Kürdistan." 42
Reklam
Alper şaşkın ve meraklı gözlerle bir Atatürk müzesini andıran salonu incelerken, Sedef, anneannesinin boynuna bir sarılıyor bir geri çekilip bir şeyler söylüyor sonra bir daha sarılıyordu. "Getirdim günahlı çikolatalarını..." "Hay yaşa!" dedi tiz bir sesle Mehtap Hanım. Alper, çeşitli gazetelerin o daha küçük bir çocukken verdiği, bir kısmına kendi evlerinden de aşina olduğu Atatürk posterlerine, fotoğraflarına, dolaplı kanepenin ortasındaki kitaplığa yerleştirilmiş Nutuklara, Atatürk konulu kitaplara baktı bir süre. "Bu da bunların kutsal kitabı, alıp evine koyanı çok, okuyanı, okusa da anlayanı az..." diye bir düşünce geçti aklından. Bakışları salonda dolaşmaya devam etti. Mehtap Hanım'ın ilk gençliğinden ileriki yaşlarına uzanan, kadının yaşamının özeti niteliğinde, çoğu siyah-beyaz fotoğrafa bakıyordu şimdi. Fotoğraflar Alper'e, Mehtap Hanım'ın yüzündeki derin çizgilerin herkesin unuttuğu bir geçmiş zaman dili olduğunu, kadının gözlerindeki dalgınlığa gömülü anıların ancak bu dil çözülürse ifşa edilebileceğini düşündürdü. "Kimse bir günde bu hale gelmiyor," diye geçti aklından, "biz de böyle olacağız."
Sayfa 194 - Sözler: Sakla bizi Üsküdar, Marmara sahilleriKitabı okudu
Hay çok yaşa sen:)
"Hiç de hanım hanımcık değilim. Tam bir çetin cevizim."
Hay sen çok yaşa yaşar yaşamaz.
Sayfa 29 - Nesin yayıneviKitabı okudu
Hay çok yaşa
Diktatör, ülkesi halkına yeni yıl için esenlik dileyen nutkunu verirken, kalabalık arasından biri hapşırır. Diktatör nutku keser ve sert sesiyle sorar: – Kim hapşırdı? Kalabalıktan çıt çıkmaz ve öfkeden kuduran diktatör muhafızlarına emrini verir: – Birinci sırayı temizleyin!... Bir yaylım ateşi... 50 kişi cansız, yerdedir. Diktatör dehşet içinde tekrar sorar: kalabalığa, – Kimdi o hapşıran? Gene çit yok. İkinci sıradakiler için de emir çıkar ve uygulanır. Sonra üçüncü, dördüncü sıralar da gider. Beşinci sıranın emri çıkmak üzereyken yaşlı bir adam, titriye titreye iki adım öne çıkar ve hapşıranın kendisi olduğu nu açıklar. Rahat bir nefes alan diktatör en geniş tebessümü ile, – Çok yaşa yurttaş!...der.
Reklam
63 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.