lbn Arabi bilgiye ulaşmada üç temel şeklin geçerli olduğunu kabul eder. Bunlar; rasyonel araştırma; peygamberi vahiy, "keşf' ya da ilahi bilgiye ait kapının açılmasıdır. tık iki bilgi şeklinin söylemi içinde lbn Arabi, mantık ve fıkıh gibi alanlardaki.uzman­ ların ortaya koydukları ilkeleri, kuralları izler. Bunlara göre de doğru ile yanlışın arasındaki farkı açıkça belirler. Böylece doğru ve yanlışın, birtakım özel durumlar ve haller açısından değerlen­ dirilebileceğini kabul eder. Örneğin, peygamberi bilgi yönünden doğrunun ne olduğu, sözü geçen peygamberi vahiy söyleminde değerlendirilmelidir. Buna paralel olarak lbn Arabi, üçüncü tür bilgi şekli söylemi içinde varolan her görüşün geçerliliğini kabul eder. Bu yüzden şöyle yazar: "Vahyedilmiş dinlerin, aynen akılda olduğu gibi, kendisinin aşılmasına izin vermeyen bir gücü vardır... An ile yaşarım. Bunun anlamı, akıl ile aklın inkar ettiklerini inkar ederim; çünkü şu anım akıldır; fakat keşfe veya vahyedilmiş dine göre değil. Vah­ yedilmiş dinle de vahyedilmiş dinin inkar ettiklerini inkar ede­ rim; çünkü şu anım vahyedilmiş dindir; fakat keşfe veya akla gö­ re değil. Keşf ise hiçbir şeyi inkar etmez. Aksine, herşeyi kendi yerine koyar." (II 605. 13)
Şems bugüne dek ne yaptıysa ben mükemmeliyete ulaşayım diye yaptı. İnsanların anlayamadığı şey tam da bu. Bile bile dedikodu kazanlarını körükledi, inadına bam tellerine bastı. Sıradan kulaklara küfür gibi gelen sözler sarfetti; onu seven insanları bile kafa karışıklığına, hayal kırıklığına düsürdü. Bütün kitaplarımı suya fırlattı ki akıl mantıkla
Reklam
Teleskopların göremediği uzak âlemleri benim mânâ gözlerim görüyor.
Ey izansız ifrit! Bu tekamüle muhtaç alemler, bu dönmeye mahkum kervan hayalin benzersiz sırrına, güzelliğin cezbedici nuruna doğru koşup gidiyor.
Vaktiyle zirvelere âşık olan, sonrada hayal kırıklığına uğrayan bizler, sonunda düşüşümüze cânı yürekten bağlanırız; tuhaf bir infazın aletleri olarak, koyu karanlıkların sınırına, geceye bağlı alın yazımızın hudutlarına dokunma yanılsamasıyla büyülenerek, düşüşümüzü tamamlamak için acele ederiz.
Sayfa 72 - MetisKitabı okudu
Sevgilim, belki vefa ve merhametin coşar da, kapıyı açarsın; "Orada, ne bekliyorsun kalk, içeri gir!" diye seslenirsin ümidiyle ben senin kapında oturmuş bekliyorum. • Ey pek güzel olan yüzünde her zaman yüzlerce lütuf, yüzlerce merhamet nuru parlayan sevgili! Canım, kapında senden gelen misk kokularına, anber kokularına gark
Reklam
1.000 öğeden 221 ile 230 arasındakiler gösteriliyor.