Yerküre dediğimiz bu geçici ikametgâhı derin bir hüzne kapılmadan seyretmek acaba mümkün mü? Nereden geldik? Nereye gidiyoruz? Temiz bir inancın pek güzel cevap verdiği bu soruya akıl ve fen cevap vermiyordu. Bir kere daha doğaya baktım. Bu defaki bakışımın önünde güzellikler kayboldu. Işık söndü, her tarafı karanlık kapladı. Sanki gerçek, olanca dehşetiyle gözlerime göründü: İnsan gözünü okşayan çimenlerdeki yeşillikler, latif çiçeklerdeki güzellikler; sadece ışık oyunu! Mini mini kuşların cıvıltısı; hava titreşimi! Âlemleri kaplayan bu ışık; esîr dalgalanması! Kısacası hepsi bir zorunluluğa, bir emre, bir kanuna esir! Güya karşımda Buda Gotama Sakyamuni belirdi. Hazin tebessümü, sararmış çehresiyle "Hiç! Hiç! Hiç!" diyordu.
* Arabi insani çabanın arayanları sadece kapıya kadar getirdiğini söyler. Kapıya ulaşanlar ise istedikleri kadar çalabilirler. Kapıyı açıp açmamayı veya zamanını Allah belirler. Allah'ın alemi yaratma amacı İnsan-ı Kamil dir. Ondan başka hiçbir yaratılmış Allah’ın sıfatlarının tümünü sergilemeye sahip değildir. Bir insan bu dünyaya ilahi süreti görünür kılma kapasitesine sahip olarak gelir ; ama kadın veya erkek olsun bu dünyayı bir şey olarak örn; bir melek bir peygamber bir hayvan vs olarak terk eder. Yani insanlar "bilinen makamlarına" ölüm anında ulaşırlar.
İnsan-ı Kamil,
"Aranan Öz"
Olup Allah’ın tüm alemi yaratma sebebidir!
Allah halkı bilinmezliği için yarattığını söyler.
*Kenz-i mahfî tabiri hadis olarak da rivayet edilen, “Bilinmeyen gizli bir hazine idim, bilinmek istedim, bilineyim diye halkı (kâinat) yarattım”
* Öz'e ulaşmak için yaratılan bu evrende insanlar 'maddeye' çok fazla takılıp kaldığı için bu "rüya'sından" uyanamıştır.
* Ölmeden önce ölünüz
Ne demek bu ?
* Rüya olan bu dünya Öz'ünü hatırla diye var Hatırla !