Duyguları paramparça, kanatları acı içinde, hayal aleminde,
Bir kere dahi baba masalıyla uyutulmamış,
küçük bir kız çocuğuydum ben.
Yine de, kendi kendimi koynuma alır,
kocaman kocaman hayaller kurardım.
Belki babam okşar diye sürekli saçlarımı tarardım.
Dışları gibi içleri de güzel olsun diye
bebeklerime makyaj malzemesi yedirir, entarimdeki
Hayali düşüncenin yerine koymak zehri besinle karıştırmak demektir. !
"Az ölçüde alınan bir uyuşturucu madde gibi bir parça hayal de iyi şeydir. Bu, çalışan zekanın, bazen oldukça sert ateşlerini uyuşturan, beynin içinde saf düşüncenin sert kıyılarını düzelten, şurada, burada boşlukları, aralıkları dolduran bütünleri birleştiren, düşüncelerin köşelerini hafifleştiren, gevşek serin bir buhar yaratır. Yalnız aşırı hayal batırır boğar. Bütün bütün düşünceden ayrılıp kendini hayale kaptıran fikir işçisinin vay haline ! Kolayca kurtulabileceğini sanır, sonun da hepsinin aynı şey olduğunu söyler. Hata ! düşünce zekanın çalışmasıdır, hayal zevkin işidir. Hayali düşüncenin yerine koymak zehri besinle karıştırmak demektir. ! "
insan olmanın bedeli, yaşamak
yaşamanın bedeli yanmaktır.
kaçakçı heybesinde haşiş,
gerilla namlusunda kurşun.
yaraya saplanmış kör bıçak gibi,
güzel bir düşün,
tam ortasında uyanmaktır.
.
burkalı Afgan kadınının hayali, görülmektir
düşmüşün hayali,
şifa diye yaralarına sürülmüş yangınları söndürmektir.
benimki ise:
cami avlusuna bırakılmış bebeğe güneş şefkati vermek
evladı yitik bir ananın,
gül dalına astığı ağıdı okurken ölmek
ve
un ufak edilmiş bir züğürt mezarının yanına gömülmektir