Yaşanmışlık kokan şeyleri seviyorum. Mesela gramofonları...
Kurşun kalemle, kasetleri başa sararak geçse de çocukluğum...
Siyah-beyaz, sepya veya renkli ama hafif soluk ve grenli olmalı anılar. Klasik arabamla zamanda yolculuk edercesine çıkmalıyım yollara. Ve penceremde papatyalar olmalı mutlaka. İşlemeli raflarım buram buram kitap kokmalı. Soft renkler süslemeli her yeri.
Hayaller kadar renkli, gerçekler kadar mat olmalı renkler.
Hayat gibi...
Recep KAYABAŞI
Öncelikle şunu belirteyim Arthur Schopenhauer'un Aşkın Metafiziği kitabını okuyanlar aynı tadı alabilir. Biraz kadın- erkek ilişkisi, biraz hayat, biraz hayaller gerçekler.
Kocasından aradığı sevgiyi bulamayan Henriette'yle kendisinden çok daha genç olan aristokrat ailesinin sıcak sevgisinden yoksun, otoriter bir ortamda yetişmiş, içine kapanık bir genç Felix de Vandennesse'nin imkânsız aşkını anlatır. Aşkı ve toplumsal gerçekliği tüm çıplaklığıyla anlatan bu eser dünyanın ünlü aşk romanları arasında yerini almıştır.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Vadideki ZambakHonore de Balzac · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202242,6bin okunma
Benim notum:
Burada yaptığım bir tespitten bahsetmek istiyorum. Bilirsiniz hayalperestliğin ne kadar önemli olduğundan ve sürekli hayal kurmanın öneminden bahsedilir durulur. Hayalinizde bir kahraman, dünyanın en akıllı insanı olabilir, istediğiniz insanla istediğiniz şekilde istediğiniz yerde bulunabilirsiniz. Kısacası hayalinizde her şey
Devrim Akalın / Melankoliye Tutulmak
Ailede, işte, evlilikte ya da kendi dünyamızda bunaldığımız ve çıkış noktası bulamadığımız anlar olur. Hayaller ve gerçekler, üzüntüler ve sevinçler birbirine karışır. Yaşanılan bu karmaşıklıklara farklı tatlar katarak anlatılmış, akıcı olduğu kadar okuması da keyif veren on altı hikayeden oluşuyor.
Hikayelerde bazen içsel yolculuklara bazen de masal tadında anlatımlara yer verilmiş. Gerçekliğe yakın olan fantastik yolculuklar da yapılmış. Bazen bir isimde ya da yaşanılan olaylarda mizahın ustaca göz kırpmasına da şahit oluyoruz. Yazarımızın kaleminin çeşitliliğinden ve her hikayenin içine kolaylıkla çekebilmesinden çok etkilendim. Çoğu hikaye tek başına kitap olacak içeriğe sahipti.
Kendinizi bir bisikletle uçarken ya da çaydanlığa cevap verirken bulabiliyorsunuz. Aldatılmayı affetmeyen ve tüm imkansızlıklarına rağmen kızını da kendini de ezdirmeyen güçlü bir anne ile yollarınız kesişiyor. Bir mahallede yaşanan bir kazada affetmenin huzurunu yaşıyorsunuz. Asansörde kalıyor ve çaresizliğin güzel dostluklara vesile olmasını izliyorsunuz. Bazen herkesten farklı olan taraflarımız bizi yorarken, hiç ummadığımız bir anda yalnız olmadığımızı görüp kafamızdaki seslerin nasıl sustuğuna tanık oluyorsunuz.
Yazarımız kitabın başında öykülerinin hepsinin ruhunun renklerini taşıdığını söylemiş. Ben bu rengarenk öyküleri çok sevdim. Hikaye sevenlerin kesinlikle kaçırmaması gereken bir kitap.
Keyifli okumalar…
Tüketiyoruz;
Tükettikçe TÜKENİYORUZ!
Kendimden geriye, sizden ileriye, Tyler’dan sonsuza, Chuck Palahniuk’ten günümüze. Sistemi eleştiren sistemin yazarına, sistemin içinde çifte kavrulmuş benden, tersten sistemsiz bir inceleme.
Dövüş Kulübü=Biz, Biz=Hiç
Hiçlikte doğmuş, hiçliğe gidiyoruz. Durup bir bakıyoruz, gördüğümüz tek şey, koskoca bir
Oğuz Atay'ın en sevdiğim kitabı, ölümsüz eseri Tutunamayanlar için bir inceleme yapamamış olmanın huzursuzluğunu yaşıyorum uzun zamandır. Kitap benim en sevdiğim kitap, hayatımın romanı fakat onu inceleyebilecek cesareti kendimde bulamadım. Sonunda yeniden okuyup, kendi yorumumla inceleme paylaşmaya karar verdim.
Oğuz Atay kitaba başlarken
Önsöz
"İnsanlar duygu ve düşüncelerine göre hareket eder. Sevgi, nefret, korku, ümid, zan, inanç, şüphe, bilgi gib uni manevî kuvvetler, insanları içten içe, şu veya bu şekilde davranmaya zorlar. Nefret ettiğimiz bir şeyi yapmak bize çok güç gelir. Korku kaleleri yükseltir, hendekleri derinleştirirken sevgi bütün kapıları açar ve bütün