Kitabın 113. incelemesini yapan bir okur olarak baştan ifade etmek isterim ki, kitabın içeriğine, yazıldığı döneme, yazarın içinde bulunduğu şartlara, teknik özelliklerine ve benzeri konuların detaylarına girmeyi pek düşünmüyorum. O nedenle, kitabı henüz okumayan okurların sitedeki birbirinden değerli incelemelere göz atmalarında fayda var...
Ben
Okuma vakti mesele ediliyorsa, ortada okuma arzusu yok demektir; çünkü aslına bakılırsa, kimsenin hiçbir zaman okumaya vakti yoktur. Ne küçüklerin ne gençlerin ne de büyüklerin. Hayat, okumaya vurulan sürekli bir köstektir.
Film önerisi isteyenlerin ilgisini çekeceğini düşünüyorum..
1- Yağmur Adam (Otizm)
2- Benim Adım Sam (Zeka geriliği olan bir baba ve kızı)
3- Sol ayağım (Fiziksel engeli olan bir adam)
4- Guguk Kuşu (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
5- Aklım Karıştı (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
6- Akıl Oyunları (Şizofreni)
7- Wilber Ölmek
Acılarım sayesinde çok güçlendim, öyle ağlayıp durmuyorum; üzüntüm çok, ağlama isteğim de kocaman ama artık bunları düşünmeyeceğim, elimden geldiğince neşeli bir hayat sürmeye karar verdim.
Hiç evlenmemiş ve çocuğu olmayan Franz Kafka, Berlin'de bir parkta yürürken, çok sevdiği oyuncak bebeğini kaybettiği için ağlayan küçük bir kız çocuğuyla tanışır.
Kafka, çocukla birlikte bebeği uzun süre arar ve başarısız olur.
Ertesi gün onunla, bebeğini aramak için yeniden buluşmak istediğini söyler.
Fakat yine bebeği bulamazlar.
Kafka, kıza bebek tarafından yazılmış bir mektup verir.
Mektupta "Lütfen ağlama, dünyayı görmek için bir geziye çıktım. Sana maceralarım hakkında yazacağım", diyordu.
Böylece, Kafka'nın yaşamının sonuna kadar devam edecek bir hikâye başlar.
Kafka, küçük kızla her buluşmasında bebeğin maceralarının yazılmış olduğu mektupları okur ve akabinde çocuğun çok mutlu olduğunu görür.
Kafka, Berlin'e dönmeden önce oyuncak dükkanına uğrar ve bir tane bebek satın alır. Daha sonra kız çocuğu ile buluşmaya gider.
Bebeği çocuğa uzatır.
"Ama hiç bebeğime benzemiyor," der kız.
Kafka, bebeğin yazdığı bir başka mektubu çocuğa verir:
Mektupta
“Seyahatlerim beni değiştirdi." yazmaktadır.
Küçük kız yeni bebeği kucaklar ve onunla mutlu bir şekilde evine gider.
Bir yıl sonra Kafka ölür.
Yıllar sonra, bir yetişkin olan kız, bebeğin içinde bir mektup bulur.
Mektupta şöyle yazmaktadır:
"Sevdiğin her şey muhtemelen kaybolacak, ama sonunda sevgi başka bir şekilde geri dönecek."
İmza
Franz Kafka.
Eskiden şöyle sanırdım , sen bir yol haritası çizersin ve o rotaya uyarsın hayat yolunda . Tak tak tak. Adım adım . Hedefe yönelik . Oysa şimdi görüyorum ki sen yürüyorsun ve harita güncelleniyor ve hareket de asla doğrusal değil. Yürürken karar verdiğimiz şeyler var sadece.
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri