Elinizdeki bu kitâb, {O}nun gerçeği arama yolunda geçirdiği aşamaları, çektiği sıkıntıları ve ulaştığı sonuçları dile getirmesi bakımından İmâm Gazâlî’nin hayat hikâyesi niteliğindedir.
___
ÖNSÖZ
İnsanlar aynı biçimde, aynı yönlere doğru değişmiyorlardı. Çoğu kez mazi ortaklıkları şimdiki zaman arkadaşlıklarını diri tutmaya yetmiyor ama insanlar bu gerçeği kabullenmeyip her şey eskisi gibi sürsün istiyorlardı. Sanki bir şeyler hiç değişmeden olduğu gibi sürerse, hayat daha gerçek, dünya daha inandırıcı bir yer olacaktı.
Dünya da sevilecek şeylerin zirvesini mallar ve evlatlar teşkil ettiği için,
Cenabı Hak,onların dahi beka aleminde bir fayda sağlamadığını
"O gün mal ve evlatlar bir fayda sağlamaz.Ancak Allah'a götürülen kalb-i selim müstesna." buyurmaktadır.Bu gerçeği ifade için şair de:
Sanma ey hâce ki senden zer ü sîm isterler
"Yevme la yenfeu" da kalb-i selim isterler.
[Ey Hoca,'hiçbir şeyin fayda vermeyeceği o gün'de senden altın ve gümüş isteneceğini sanma!!O gün,tek geçer akçe,Allah'ın huzuruna takdim edilen selim (arınmış) bir kalpdir] demiştir.
Bir süre sonra insan hayal kırıklıklarını hayatın gerçeği sanmaya başlar. Oysa hayatın gerçeği diye bir şey yoktur. Anlar vardır yalnızca. Hiçbir sürekliliği olmayan anlar.
Biliyordu: Hayat kısa olabilir, ama anlar sonsuzdur…