·
Puan vermedi
Ananın Gözünden Gördüklerim
Rus devriminin arka planını Ana’nın zihninden takip ederken, insanın psikolojik ve sosyolojik hallerine de uyanıyorsunuz. Ucunda cennet de olmadıktan sonra bu insanlar kendilerini niye feda eder hayatlarını nasıl hiçe sayarlar? Fakirliğin ama ama en çok da umutsuzluğun kırdığı yaşamlar kısa, sert ve zor. İçkinin insanların hayatlarına neler yapabileceği her daim uyuşuk gezip mahvettikleri hayatlar sadece kendilerininki değil. İçki yasağını da daha iyi anlıyor insan. Yaşamı anlamlı kılmak için,yüce bir hedef uğruna yaşamak ve can vermek. Etrafında olan bitene hatta kendi yaşamına bile gereken özeni göstermeden bir hayvan ya da bir bitki gibi yaşamayı ve içindeki boşlukla ölmeyi seçebilir insan. Yüce bir amaç için yaşamak, kısa da olsa dolu dolu, insan olmanın mutluluğunu hissederek yaşamak da bir başka seçim. Başkaları için feda etmek kendini , karşılık beklemeksizin, onlar daha iyi yaşasınlar diye. Ve canım yavrularım diyen bir anada merhametin ve şefkatin sonsuzluğu.
Ana
AnaMaksim Gorki · Evrensel Basım Yayın · 201628,5bin okunma
Hayat kısa...Kaybedilen her zaman telafi edilmeliydi.Ve yaşanmak istenen hiçbir şey ertelenmemeliydi.Ne varsa yaşanmalıydı.Acı çekilecekse bile çekilmeliydi.Saklanmadan sakınmadan,hayat ne getirirse kabul edilmeliydi....
Reklam
Hayat, birine ikinci bir şans daha vermek için çok kısa..
Hayat, incinmekten korkarak, kim olduğunu saklamak için çok kısa..
Neydi hayat şu kâinatın yaşadığının önünde... Bir an, belki de bir an içindeki bir an kadar kısa. Neden uzun gelir insan oğluna hayat? Neden an dediğimiz o zaman diliminde yaşamaz ki kendini? Geçmişten bu güne bakarsan hep görürsün hayaller ve hedefler koyarak mutsuz yaşayan nice insanı. Nice gözleri açık gidenler var bu hayattan ve sormak lazım onlara gerçekten varsa diğer Dünya'da, "Sen ne anladın onca bekleme içinde kendi hayatından?". Eminim ki verecekleri tek cevap sadece " Hiç" olacaktır. İnsan yaşamalı bu hayatı ruhumdaki ruhum. İnsan hissettiği için insan ise eğer, yaşamalı en derinine kadar bu an'ı, bu hayatı. Hiç ölmeyecekmiş gibi sevebiliyor ise, hiç ölmeyecek kadar uzun hedefler ve hayaller kurabiliyor ise, o zaman da her an ölecekmiş gibi yaşamalı içinde ne varsa. Bu günün sabahını düşün! Düşün sen gözlerini açabilmiş iken ne kadar çok açamayanların da olduğunu. Bunların çoğu yaşlı ve çoğu da çocuk. Yaşa ruhum. Yaşa kendini, sevgini, aşkını, hayatını, kendini yaşa. Almak istediğin ne varsa gelmesini beklemeden yaşa. Onu tut bırakma ve al. Ne diyor Ali Şeriati; Bir yerde yangın varken biri seni ibadet etmeye çağırıyorsa, bil ki bu bir hainin davetidir. Dışarda yangın var ruhum. Ve ben seni asla içine kapanmaya davet etmem. Gel savaşalım diyorum. Bu güne kadar bizden alınan ne varsa onu gerekirse koparıp alalım. Başaralım, kazanalım. An dediğimiz şeyin hakkını verelim. Hakkını verelim bu savaşın, kendimizle savaşın... Yalnız Bir Yolcu
Sf:494
"Ben artık bir kısa hikâye değildim. Bir romandım. Daha da iyisi tamamlanmamış bir projeydim. Bir sürü boş sayfam vardı ve hakkında yazmaya değecek bir hayat yaşayacaktım."
Sonunda Ölecek İlk Kişi
Sonunda Ölecek İlk Kişi
Ela Oflaz

Ela Oflaz

@arsestadvitam
·
23 Nisan 02:22
"Kısa hikâyeler yazıyorum çünkü bende bir kısa hikâyeyim. Keşke roman olsaydım. Gece yarısına birkaç nefes kala, son bölümümün yaklaştığını biliyordum. Valentino'ya baktım. Hayatımda daha çok sayfa olsa neler olabileceğini merak ettim."
Reklam
''Hayat yalanlarla boşa harcanmayacak kadar kısa.'' Agatha Christie
Hiç kimseden bir şey beklemiyorum. Beklenti her zaman zarar verir, Hayat kısa..."
''Hiç kimseden bir şey beklemiyorum. Beklenti her zaman zarar verir, Hayat kısa...''
hayat keşke başka bir şey yapacak cesaretim olsaydı diye düşünüp harekete geçmeden durmak için çok kısa.
Reklam
328 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
Livaneli mutluluk
Livaneli'nin bilgi birikimine, bunu aktarmasina ve yorumlama gücüne bir kez daha hayran kaldım. Yönünü, ekseriyetle batıya dönmüş bir milletin; cinayet işlemek için dahi batıyı tercih etmesiyle başlayan. Doğuda var olan sorunları usta bir kalemle okuyucuya aktaran yazar. Batı'nın keşmekeşini öteki yüzünü de aktarmayı ihmal etmemiş. En nihayetin de insanın kendi gücünün farkına varıp özgürlüğünü ve bu özgürleşmeyle gelen " mutluluğu" eserinde açık bir dille aktarmıştır. ~bir insan kendini asacaksa en uygun yer olmalıydı bu izbe. ~onlar insandi, kendisi ise suçlu. ~Bırak hayat bir nehir gibi aksın; olumlu düşün ki her şey olumlu olsun; dünyadaki kötülüklerin kaynağı olumsuz düşünmektir. ~ ölmediğin sürece yaşam devam edip gidiyordu. Ne yediğin, ne giydiğin, her yerde olduğu gibi dağ başında da önemliydi. ~ Tanıdığı herkesin onun ölümünü beklemesi, karşı koyamayacagi kadar ağır bir sorumluluk yüklüyordu Meryem'in omuzlarına. ~ hayat bazı şeyler için çok kısa ama bırakıp giden, kafayı yemiş bir kocayı unutmak için fazla uzun. ~ beni öyle çok izbeye kapattılar ki ~ evinden kovulmayi anlayamiyordu Meryem! ~ demek ki coğrafyanın zorladığı yerlerde kurallar işlemiyordu. ~ kötülüğün karşılığı ona eşit kötülüktür. ~ insanoğlu, çevresindeki koşullara uyum göstererek hayatta kalma becerisine sahip bir bukalemundu. ~insna insanın zehrini alır. ~ kısacası azizim, insan insan olarak yaşamalı, eşek eşek olarak.
Mutluluk
MutlulukZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi Yayınları · 202136,1bin okunma
Hayat, birbirinden ayırdıklarını, kısa bir müddet için tekrar yaklaştırır gibi olsa bile, uzun zaman yan yana bırakmıyordu. Geçen günleri bir daha geri getirmek mümkün değildi ve sadece hatıralar, iki insanı birbirine bağlayacak kadar kuvvetli değildi.
Sayfa 188Kitabı okudu
Hayat ağlayacak kadar uzun değil Gülecek kadar kısa
Bilge birinin dediği gibi hayat çok kısa ve öğrenecek de çok şey var.
Sayfa 35 - Koridor YayıncılıkKitabı okuyor
Nevrotik Kısırdöngü
Nevrotik kişi acelecidir, bir zorlanmanın ilk belirtilerini fark ettiğinde durumun gerçekten tehlikeli olup olmadığını sınamaksızın kaçınma tepkisi geliştirir. Karşılaştığı durumlara karşı kısa vadeli çözümler geliştirdiği için etkin olamaz. Aşırı duyarlığı, zorlanma -> kaygı -> kaçınma -> kaygı döngüsünün oluşumuyla sonuçlanır. Bu duyarlık giderek artan ve yalnızca kaygı yaratan durumların yaklaşmasıyla değil, böyle bir olasılığın bulunduğu durumlardan da kaçınmasına neden olur. Böylece yaşam alanı da giderek daralmaya başlar.