480 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Elime ilk defa aldım Orhan PAMUK'u!.... Ve de çok heyecanlandım. Birçoğu kişi bana, şuan senin için erken; Okuma şimdilik Pamuk'u... Neden öyle söylüyorlardı!? Her neyse... Orhan Pamuk, Postmodernist bir yazardır. Edebiyatımızda asıl Postmodernist de zaten o'dur. Oğuz ATAY'da pek belli olmuyordu postmodernizm akımının çizgileri!.. Orhan Pamuk,
Kafamda Bir Tuhaflık
Kafamda Bir TuhaflıkOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201913,6bin okunma
320 syf.
7/10 puan verdi
Önce dobra dobra bir suale cevap vermem gerekir: ( Bu kitabı beğendin mi? ) Elimdeki kitap baskısı 316 sayfa. ilk 150 den fazla sayfa da bocaladım durdum. Bu gerçekten J. London mu diye. Gerçi soğuğu macerayı anlatımlarda o idi, ama konunun, hikayenin olmayışı akışına giden bir çıkar yol arayan edası ile uzakçaydı London dan. Arta kalan
Yanan Günışığı
Yanan GünışığıJack London · Oda Yayınları · 1998468 okunma
Reklam
468 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Sessiz Oda benim OkuOku'dan kaegom bedavaya gelsin diye aldığım bir kitaptı açıksözlü olmak gerekirsek :D Ama tam bana ve benim alanıma hitap ettiği için çok merak edip yaza bırakmadan okumaya başladım.400 + sayfa kadar olmasa beni biraz çileden çıkarsa da gerçek bir hayat hikayesi olması sabretmemi sağladı diyebilirim. Gerçek bir şizofreni hikayesi diyebilirim.Tam da şizofreninin tedavisinin olmadığı elektroşok tedavisiyle çözüme ulaştırılmaya çalışılan yıllarda geçiyor. Her şeyi ile dört dörtlük bir genç kızımızın bu illet hastalığa yakalanmasını ve sesler duymasıyla içten içe delirmesini bu durumda bataklıkta battıkça battığını sesler susturmak için intihar ve uyuşturucu dahi kullandığını kadar bahsediyor.Kızımız sonunda tabi ki iyileşiyor ve o kötü zamanlarını bu kitap vasıtasıyla bizlere aktarıyor. Kitabın sadece kızın gözünden değilde ailesinin,doktorlarının ve arkadaşlarının gözünden de aktarılması ayrı bi hoş olmuş diyebilirim.
Sessiz Oda
Sessiz OdaLori Schiller · Martı Kitabevi · 2010349 okunma
495 syf.
10/10 puan verdi
Bir kitabı okumayı yavaşlatmam ilk defa olan bir şey değil. Bazen kitap o kadar güzel gelir ve bitmesin isterim ki kendime acı çektirme pahasına kitabı bırakır ve birkaç gün elime almam. Bu da o kitaplardan biri. Ancak o taktik bu kitapta işe yaramadı. Ne zaman bıraktıysam gidip geri alıp okudum. Filmi izlemiş olmama rağmen büyük bir heyecanla okudum. Her kelimenin ayrı ayrı tadını çıkarmak istedim ve elimden geldiğince yavaşlatarak okudum. Çok ünlü bir kitap ve çok az kişi bu kitabı okumadı sanırım. Okumayanların da tavsiyeye hiç ihtiyaçları olduklarını sanmıyorum. Kitabın ve yazarın ünü her şeye değer. Tüm o bilmeceler, kaçma kovalama, tarihin esrarengiz yönleri, sanat eserleri, müzeler benim bu kitabı severek okumama neden oldu. Yazarın çok akıcı bir dili var ve tüm o bilgiyi anlaşılır ve okuyucuyu sıkmadan vermesi ayrı bir keyif oldu okurken. Bildiğimiz bazı şeylere körü körüne inanmamız ve onların aslında öyle olmadığını öğrenmek... Hayat görüşümüz üzerinde etkili, dünyaya baktığımız açıyı geliştirebileceğimize inandığım bir kitap oldu. En çok da bunu sevdim.
Da Vinci Şifresi
Da Vinci ŞifresiDan Brown · Altın Kitaplar · 200346,1bin okunma
218 syf.
5/10 puan verdi
Hermann Hesse'nin Siddharta'dan sonra okuduğum ikinci eseriydi Bozkırkurdu. Öncelikle aynı tadı alamadığımı söylemek istiyorum. Kendini akıp giden yaşamdan soyutlayan, burjuvaziden nefret eden fakat buna rağmen burjuvaziden tam anlamıyla kopamayan, kapalı bir hayat yaşamayı tercih eden, birçok alanda eğitimli olmasına rağmen varlığını bulunduğu zamana ait hissetmeyen, tek bedende birden fazla ruha sahip bir adamın romanı Bozkırkurdu. Kahramanımızı tanıyınca kitabin ismi manidar geldi bana. Zira kahramanımız Harry doğasından koparılıp ait olmadığı yere hapsedilmiş bir bozkırkurdu ile özdeşleştiriliyor kitapta. Bu yaşamdan kurtulmak adına "altın iz" olarak tabir edilen bir çıkar yol aramaktadır Harry. Bu çıkar yol bir kilisenin duvarında yer alan bir yazı olarak karşılar kendisini. “Sihirli tiyatro-Herkes giremez-herkes için değil- Yalnızca kaçıklar için!” İşte bu yazı Harry'nin yaşamının akışını belirleyen ve ayni bedende farklı kişilikleri ortaya çıkaran bir anahtar olacaktır. 209 sayfalık bir eser olmasına rağmen okurken fena hâlde sıkıldım. Uzun, karmaşık ve felsefik cümleler, alakasız kısımlar kitabı sıkıcı yapmak için yeterli nedenlerdi. Dolaylı fakat daha hoş bir biçimde anlatılabilecek bir konu fazlasıyla uzatılarak ve karmaşık bir biçimde ele alınmış. Okuduğum için mutlu olduğum kitaplar arasında yerini alamadı ne yazık ki.
Bozkırkurdu
BozkırkurduHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 20227,8bin okunma
721 syf.
9/10 puan verdi
Ali bin Ebu Talib ( علي بن أﺑﻲ طالب‎; d. 599, Mekke - ö. 661, Kûfe) İslam Devleti'nin 656-661 yılları arasındaki halifesi. İslam peygamberi Muhammed'in (Sav) hem damadı hem de amcası Ebu Talib'in oğlu olan Ali, Muhammed'in İslam'a davetini kabul eden ilk erkektir. Hulafa-i Râşidin dönemi hep çalkantılı olmuştur; 4 halifenin 3'ü öldürülerek şehid
Emirü'l Mü'minin Hz .Ali
Emirü'l Mü'minin Hz .AliAhmet Lütfi Kazancı · Ensar Neşriyat · 201139 okunma
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.