“ Hayat dediğin neydi ki zaten; bitecek diye korktuğun kısıtlı vakti, bozuk para gibi harcama telaşı “
+38
Söylediklerinden ne kadar da emin görünüyordu, değil mi? Halbuki, kesin doğruluğuna inandığı hiçbir şeyin kadın saçının bir tek teli kadar değeri yoktu. Yaşadığından bile emin değildi zira bir ölü gibi yaşıyordu. Ben hiçbir şeyi olmayan bir adam gibi görünebilirdim. Ama kendimden emindim her şeyden emindim, onun olduğundan daha emindim;
Sayfa 108 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Fakat mutluluk denen şey de gösterişten, sürdürülmesi imkânsız bir durumdan başka neydi, hele ki dile getirmesi bile bu kadar zorken?
"Hayat dediğin neydi ki zaten; bitecek diye korktuğun kısıtlı vakti, bozuk para gibi harcama telaşı."
Sayfa 248 - Hep KitapKitabı okudu
“En sonunda pes ettim. Bu neydi, bir tahmin mi? Bir varsayım mı? Bu neydi bilmiyordum ama onun gözlerine baktığımda, adımda can bulan bir ruhun haykırışlarını görebiliyordum. Bu onun ruhuydu. Ölü ruhu uçurumun dibinde can çekişirken benim ruhumda hayat bulmak için çırpınıyordu. Ama sorun şuydu ki; benim ruhum ölü bir ruhu yaşatamayacak kadar ölüydü.”
Sayfa 108Kitabı okudu
İlk mektubumu yazarken şöyle demiştim: Ölüm, şehirlerimizi kaybetmeyle başlar, vatanımızı kaybetmekle neticelenir... Sahi neydi vatan? Bir toprak parçası mı, uçsuz bucaksız denizler, derin göller, yalçın dağlar, verimli ovalar, yemyeşil ormanlar, kalabalık şehirler, tenha köyler mi? Şimdi farkına varıyorum ki, benim için bir tek vatan varmış, o da sensin... Seni kaybettiğim anda vatanımı da yitirmeye başlamışım. Evet, ağır ağır ölüyorum... Annemi, arkadaşlarımı kucaklayan toprak beni de çağırıyor. Evet, hissediyorum... Diyeceksin ki belki Fuad’ın teklifini kabul etsen, yeniden duyarsın yaşama hevesini, hayata tekrar başlama şansın olur... Hayır, bunu katiyen yapmayacağım; çünkü yaşadığım o yirmi yıllık fırtınalı hayat bana şu hakikati öğretti: “Devletin derinlikleri, toprağın derinliklerinden daha karanlıktır.”
Reklam
797 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.