"Çok empati kuruyorsunuz başkomserim. Ne dünya bu kadar hassasiyeti kaldırır, ne insanlar bu kadar inceliği. Hakikat çok daha basittir, çok daha acımasız. Kötü kötüdür başkomserim. Suçluları anlamaya çalışmak tamam da merhamet göstermeyin lütfen. Çünkü kurbanlara haksızlık oluyor."
O kadar çok hayal kırıklığına uğradım ki, artık umut etmek istemiyorum. En saf, en masum sandığımız kişiler bile binbir hesap içinde. Hem de kirli, kanlı hesaplar. En fenasına hazır olmak lazım. O zaman daha az mutsuz oluruz.
Bir umuda bağlanmak isteyen komşularına, bunub yalan olduğunu söyleme, kimseyi gerçekçi olmaya çağırma. Çünkü bunalan insanların, yalan bile olsa bir umuda sığınma ihtiyaçları, gerçeği söyleyenlerden nefret etmesine yol açıyor.
- Ey İsa, aslandan mı kaçıyorsun?
- Hayır!
- Kaplandan, ejderhadan mı kaçıyorsun?
- Hayır, ben peygamberim, aslandan kaplandan korkmam.
- Peki o zaman neden kaçıyorsun?
- Ahmaklardan kaçıyorum çünkü onlarla baş edemem.
Biz insanlar, sınırlarımızı bilmeden kendi aklımızı beğeniyoruz, öğrenmiyoruz, akıllanmıyoruz. Her şeyi anladığımız zaman da genellikle iş işten geçmiş oluyor.