Bu kitap, Yalom’dan okuduğum ilk kitap. Aslında kitap, Yalom’un 2000 yılında Oscar Pfister ödülünü aldığında yaptığı konuşmayı içeriyor. Bu ödül din ve psikiyatri alanında önemli katkıları olan kişilere verilmekteymiş. Bu konuşma dışında kitapta, yapmış olduğu bir röportaj ve otobiyografik notlar bulunuyor.
Kitap her ne kadar ince olsa da
Victor E. Frankl, 1905 doğumlu Yahudi bir psikiyatristtir. Nazi soykırımında Auschwitz toplama kampında tutuklu kalarak birçok acılara tanık olmuş ve bizzat da deneyimlemiştir. Ailesini de bu kamplarda kaybetmiştir. Bunca acıya maruz kalmış ama bu zorluklara rağmen hayattan vazgeçmemiştir. Kitapta da yazar ve okurlar olarak bunu sorguluyoruz.
#Schopenhauer
*Yazar
#Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
1931 yılında Washington, DC'de dünyaya gelen Dr. İrvin Yalom, Stanford Üniversitesi fahri psikiyatri profesörü ve ünlü bir yazardır. Grup Psikoterapisinin Teori ve Pratiği ve Varoluşçu Psikoterapi gibi klasik ders kitaplarının yanı sıra psikoterapist olarak deneyimlerine dayanarak bir dizi kurgu olmayan kitap yazmıştır. Bunlar arasında Aşkın Celladı, Annem ve Hayatın Anlamı sayılabilir. Ayrıca hayatın anlamı veya anlam yokluğu ve hayatın ölüm gibi kaçınılmazlıklarıyla uğraşan varoluşçu felsefe ile psikiyatrinin kesiştiği verimli alanla ilgili birkaç roman kaleme almıştır. Nietzsche Ağladığında ve Bugünü Yaşama Arzusu-Schopenhauer Tedavisi bu kitaplar arasında yer alır..
Irvin Yalomdan enfes varoluşçu bir kitap daha. 6 psikoterapi hikayesi. Doktorlar, psikoterapistler hastalar, geç farkedilen hastalıklar, ölümle yüz yüze gelen danışanlar, uyanma deneyimleri, terapi odaları, tutulan ve tutulmayan yaslar, hayalkırıklığı dolu hayatlar, ölüm korkusu ve daha fazlası...
Yalom kitaba ve ilk hikayeye 'Nasıldım
Irv’e göre hayatın önemli değişmezi vardır. Bunlar; Ölümün kaçınılmaz oluşu, yaşamın kesin anlamı olmadığı, içimizde çektiğimiz yalnızlık ve yaşamımızı değiştirme özgürlüğünün kendi irademizde saklı oluşudur. Ve hayatın sekteye uğradığı tüm o anların temelinde bu dört değişmezden biriyle yüzleşmek yatar.
Daha önce Irv okumuş herkes onun yazım
“Tek bir şey gelir elden, o da olduğum dalga olmak.Ve sonra yeniden okyanusa karışmak.”
•Varoluşçu psikoterapi ; kendimizi sıkıştırdığımız kalıp yargılardan ve toplumsal öğretilerden uzaklaştırmaya çalışan, kendimize yönelmeyi ve iç hesaplaşmayı önceleyen, seçim ve vazgeçişlerimizle bir bütün olduğumuzu kabul ederek yola devam etmemizi amaç edinen bir ekoldür. Ölüm-özgürlük-sorumluluk ve hayatın anlamı kavramları etrafında şekillenen bu ekol, deneyimlerin artmasını ve kişinin içinde var olan psikolojik ve fiziksel süreçlerini yönetebilmesini sağlar.
•Tercih ettiğimiz yollar, şu anki yaşımıza gelene kadar verdiğimiz tüm kararlar bize bir kişilik oluşturmuştur. Sorumluluğu bize ait olan bu kişiliğin hiçbir parçası itilmeyi, yok sayılmayı hak etmez. Her seçim bizde bir iz bırakır, hayatımızı o izlerin bütünlüğü şekillendirir.
•Bu kitapta varoluş, 40 başlık altında incelenmiş. Her bölümden çıkarılacak ortak sonuç; “kendinizden başka gidecek yeriniz yok.”
•Her başlıkta insana kendini sorgulatan, merak uyandıran akıcı bir eser olmuş. Alandan olmayan herkesin anlayabileceği sadelikle oluşturulmuş. Bu da varoluşçu ekolü yakından tanıyanlar için kitabın beklenti altında kalmasına sebep olabilir. Yine de bana keyif veren, varoluşçu ekole bir adım daha yaklaştıran bir eser oldu.