Harflerin esrarı ve esrarın kaybı
O zamanlar hikayelerle hayatlar o kadar gerçekti ki, kimsenin aklına, hangisi hayatın aslı, hangisi hikayenin aslı diye sormak gelmezdi. Rüyalar yaşanır, hayatlar yorumlanırdı.
Sayfa 273 - yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
YılmazMuslu:Herşeyin maddî açıdan izah edilmesi de gene geçen asrın sonlarında başlamış tabiattaki harikulâde san’at ve nizamı inkâr ederek onu tesadüfe bağlayan tekâmül teorisi de bu zamanlarda ortaya atılmıştır. 1880 senelerinde.. Bu terori ortaya atıldıktan sonra o asrın ilim adamları ve laik kafalılar bu görüşlere hemen sarıldılar. 19. asrın Darwinistleri bugünün modern ilminden, gelişen hayat sırlarından habersizdiler.. Bu sebeple herşeyi çok basite irca ettiler. En basit hücre bile son derece komplike bir varlık olduğu halde, onlara göre ev eşyasından pek farklı bir şey değildi. Hücre, bir zardan ve bunun içini dolduran jelatinimsi bir sıvıdan meydana gelmiştir. Bu sıvıya protoplazma adı verildi ve hayatın fizikî temelini teşkil ettiği kabul edildi. Mahiyeti bilinmeyen şeye bir isim koymakla Onun esrarı ve kıymeti gözlerden kaçırılıp, basitleştirilmek istendi. Şüphesiz bütün hücrelerin ihtiva ettikleri bir maddeye protoplazma ismini koymak herhangi birşey söylemek değildir. ..
Reklam
Hayatın müspet esrarı, bir Asyalının iman dolu menfi kafasına sığacak maslahat değildi.
bulmak buydu demek, dedikleri daireye gitmek ve telefon numarasını verdikleri, onun da, "Beni bulsunlar," dedikleri adamı bulmaktı. Buluşmak da rast gelmek de, aramak da, kalbine dönmek de buydu. Hayatın mucizesi, esrarı, yazgısı, kaderi, çilesi ve teri buydu. Kim neyi arıyorsa onun tuzağına yem oluyordu.
... hayatın gerçek esrarı siz öldükten sonra ne olacağı değil siz ölmeden önce ne olacağı.
Sayfa 280Kitabı okudu
Buluşmak da rast gelmek de, aramak da, kalbine dönmek de buydu. Hayatın mucizesi, esrarı, yazgısı, kaderi, çilesi ve teri buydu. Kim neyi arıyorsa onun tuzağına da yem oluyordu.
Reklam
198 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.