Erhan Güleryüz
Yıllar öncesinde okuduğum bir kitapta beni ilk büyümeye teşvik eden cümle şudur: '' Umarım siz de benim kadar hüzünlerinizi seversiniz.'' Aslında büyümeye hüzünlerimizi, sıkıntılarımızı, acılarımızı sevmekle başlıyoruz. O zaman mutluluğun kıymeti biraz da olsa artıyor.. Bir diğer cümle de Erhan Güleryüz'e ait yine; ''Küçük şeylerden mutlu olmak diye bir şey yok bence. Mutlu olduğun her şey çok büyüktür.'' Sanırım bunlar genel manada hayatın özeti gibi algılanabilir.
348 syf.
7/10 puan verdi
Kitap bilimkurgu türünde oluşturulmuş (bana biraz ütopik geldi) Urras ve annares adlı iki dünyada yasam tarzını ele alıyor kitap.(Urras dünyayı annareste ayı temsil ediyor)urrasın kurallarından bıkan bir grup insan Annareste özgürlüğü kurmakicin( sonrasında içten içe bagimliliklar yaratıyor topluma)bir nevi göç eder ve orada yeni bir yasam ,toplum
Mülksüzler
MülksüzlerUrsula K. Le Guin · Metis Yayınları · 202112.5k okunma
Reklam
YOKMUŞ DEĞERİ Gün olur bir damla düşer gözünden Her şeyi anlatır Ömrün Özeti gibi sanki Bir geçmişe bakarsın birde geleceğe Hatıralar kopuk, sislidir mazi Çok şey hatırlarsın da
268 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 46 days
Ne güzel yalın bir anlatım. Bir çocuğun yaşadıkları nasıl izler bırakıyor, onun özeti gibi. Açıkçası çok içimi açan bir kitap olmadı. Çocukların yetiştirilmesi ile ilgili hassasiyet duyarken bu mahvoluş, etrafımda gördüğüm pek çok hayatın hangi yönlerinin çocukluktan gelebileceği konularında fikir verdi. Sevmedim. Güzel anlatım ama umut dolu şeyler olmalı...
Ekmek Arası
Ekmek ArasıCharles Bukowski · Metis Yayınları · 20126.8k okunma
Osmanlı evlerinin giriş kapıları bile Osmanlı'nın başkalarını düşünen ve tanısın tanımasın, dara düşen herkese yardım ulaştırmayı amaçlayan "infak (paylaşma, bölüşme)" ahlâkının bir yansımasıydı. "Yardım" aşkıyla giriş kapısının üstünü geniş bir çatı ile kapatırlardı. Bu çatı gerçekten de tamamen "yardım aşkıyla" yapılırdı. Çünkü bu çatı, ev sahiplerinden çok, yağmurdan ve güneşten korunmak isteyen yorgun insanlara hizmet verir, altına sığınıp dolu dizgin yağmurdan ya da yakıcı güneşten korunurlar, sonra da ev sahiplerine dualar ederek giderlerdi. Bazen ev sahipleri, kendi saçaklarına sığınanları "Tanrı misafiri" sayar, içeri buyur eder, karnım da doyurduktan sonra yoluna uğurlarlardı. Tek cümle ile, Osmanlı'da hayat "muavenet", yani yardımlaşma idi. Yaralı göçmen kuşlara evlerinin saçak altında "kuş evi" yapmayı akıl eden yardım ahlâkı, elbette hayatın özü ve özeti olan insana karşı böylesine mehabetli, aşk yüklü, sevda dolu bir yaklaşım sergileyecekti.
Hayatımın özeti bir Cem Adrian şarkısında mevcut: "Bir kağıt, bir kalem, bir yanmış, bir sönmüş, bir bitmiş sigara hayatın bu sökülmüş, atılmış, kırılmış, dökülmüş hep paramparça yolun sonu bu yalnızlık" ucuz insanlarda harcadım sevgimi,soğuk yataklarda yitirdim masumiyetimi,seviştiğim kalpsiz bedenler de oldu dokunamadığım platonik aşklarım da... çok şey gördüm çok şey öğrendim... ama yalnızlığımın çaresini bulamadım... küçük bir şımarık çocuk gibi ağladığımı,sızlandığımı sandı herkes... göremediler mutsuzluğumu ve kimsesizliğimi...
Reklam
112 syf.
6/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Herkes herkesle dostmuş gibi...Sırf kitabın adı bile günümüz ilişkilerinin özeti gibi aslında. İçi başka dışı başka insanlar.Bu devir bize ne yaptı böyle??? Barış Bıçakçı okumak bana iyi geliyor. Daha önceki 2 kitabının ardından 'onlarla yarışamaz gibi' diye düşünerek başladım ama yine çok severek hemen bitiriverdim. Kendini hayatın akışında kaybetmiş, kimi sığ kimi derin düşünceler içinde kaybolan sorgucular, iç seslerin eşliğinde, sert geçişlerle anlatılan pek çok insanın hayatlarına misafir olduk bu defa.
Herkes Herkesle Dostmuş Gibi
Herkes Herkesle Dostmuş GibiBarış Bıçakçı · İletişim Yayınevi · 20211,827 okunma
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.