On sekiz yaşındayım ve kendimi küçümsüyorum. Hâlâ varoluşumu anlamlı kılacak, yaşamımı biyolojik bir zorunluluk olmaktan kurtaracak bir açıklama bulabilmiş değilim. Hayatın sırrı nedir?… Salt bir insan olmak, milyarlarca benzeri olan bir yaratığın kaderini paylaşmaktan daha dehşet verici ne olabilir? İnsan yalnızca yaşamakla yetinmeli midir?.. Yirminci yüzyıl kurtarıcılara, şövalyelere muhtaç değil mi?
Nedir şu koskoca kainatın sırrı? Böylesine mükemmel bir nizamı niçin habire bozmaya çabalıyor insanlar? Bu derece ikiyüzlü, haksız, düşkünün halinden anlamaz oluyorlar? Hayatın akışı içinde, yaşadığım olaylar niçin beni de bu tip bir insan olmaya yöneltiyor? Kötü bir karakter sahibi yapıyor? Olması gereken bu mu yoksa? Ağır bir imtihan mı hayat? Böylesine zor şartlar altında mı dürüstlüğü ölçülüyor insanın? Kim dürüst ki? Her fert, saf mı saf, doğru mu doğru bir vatandaş olarak görüyor kendini, ama aslında, yaşadığı yanlışı doğru olarak gösterebilmenin kavgasını veriyor...
Sayfa 52 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bu güzel metaforların şifresini kendi başına çöz; derinlemesine düşün onlar hakkında. Bu yüzden hikayeler üzerinden konuşuyorum. Onlar üzerinden hiç kimse konuşmamıştı. Niçin ben bu küçük hikayeler üzerinden konuşuyorum? -sadece nasıl düşüneceğine dair sana birkaç ipucu vermek için. Bunlar bu hikayeler üzerine yapılan yorumlar değiller; ben bir
9. BÖLÜM SONSUZ SABIR Bir zamanlar cennet meyvesini işitmiş olan bir kadın vardı. Ona tamah etti. Adına Sabar diyeceğimiz bir dervişe sordu, “Bu meyveyi nasıl bulabilirim ki böylece mevcut bilgiye erebileyim? “Sana verebileceğim en iyi tavsiye benimle çalışman olur,” dedi derviş. “Fakat böyle yapmazsan, kararlı bir şekilde ve bazen yerinde
"...Sinema nedir? Çokları buna bir ayna diye cevap verebilir. insanların yüzüne ve yaşadıkları hayata tutulan bir ayna. Orada kendimizi, öteki insanları ve yaşadığımız dünyayı görürüz. Elbette insanın böyle uzakta durup kendine, ötekine ve yaşanan hayata bakması enteresandır. Ama sinema acaba sadece bir ayna mıdır? Perdede gerçekten kendimizi ve yaşadığımız hayatı görebilir miyiz? Belki de orada sadece görmek istediklerimizi, olmak istediklerimizi, özlem ve ihtiraslarımızı bulabiliriz. İşte bu umutsuz bir çabadır. Biz elbette biliriz ki aynada oluşan görüntüyü sağlayan şey aynanın arkasını kaplayan sırdır. O sır bütün insanı ve hayatın her yanını kuşatmıştır. Yönetmen kamera arkasına geçmekle belki de aynanın arkasına geçmiş gibidir. Yani camın sırrı olmuştur. İşte büyük aldanış buradadır. Yönetmenin yaptığı iş, yani en sonunda yapmaya mahkûm olduğu iş, hayatın hakikatini göstermek değil de, bu hakikati taşıyan sırra, o bilinmezliğe işaret etmektir. Bence sinema meçhule doğru atılmış bir adım olabilir.. O kadar..."
Dergah Yayınları(Epub)Kitabı okudu
111 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
CAMUS’NÜN YABANCI’SINDAN AYNAMA YANSIYANLAR Albert Camus’nün, yayımlandığı 1942 yılından itibaren en çok tanınan ve ses getiren romanı olan Yabancı’nın ana kahramanı, Meursault isminde sıradan bir adamdır. Roman, son derece basit bir olay örgüsüne sahip olmasına rağmen varoluşçu felsefenin temel izleklerini başarıyla yansıtmasından dolayı çok
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019112.6k okunma
Reklam
238 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.