Muazzammmm
Gâyesi bilinmez mukadderâtın Ölümdür en büyük sırrı hayâtın! Düşün yaşamaktan maksadın nedir? Bu âlem bir geniş, açık sahnedir, Herkesi dünyaya kadar sevk eder Her gelen rolünü oynayıp gider.
Sayfa 249 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Sinema nedir? Çokları buna bir ayna diye cevap verebilir. İnsanların yüzüne ve yaşadıkları hayata tutulan bir ayna. Orada kendimizi, öteki insanları ve yaşadığımız dünyayı görürüz. Elbette insanın böyle uzakta durup kendine, ötekine ve yaşanan hayata bakması enteresandır. Ama sinema acaba sadece bir ayna mıdır? Perdede gerçekten kendimizi ve yaşadığımız hayatı görebilir miyiz? Belki de orada sadece görmek istediklerimizi, olmak istediklerimizi, özlem ve ihtiraslarımızı bulabiliriz. İşte bu umutsuz bir çabadır. Biz elbette biliriz ki aynada oluşan görüntüyü sağlayan şey aynanın arkasını kaplayan sırdır. O sır bütün insanı ve hayatın her yanını kuşatmıştır. Yönetmen kamera arkasına geçmekle, belki de aynanın arkasına geçmiş gibidir. Yani camın sırrı olmuştur. İşte büyük aldanış buradadır. Yönetmenin yaptığı iş, yani en sonunda yapmaya mahkûm olduğu iş, hayatın hakikatını göstermek değil de, bu hakikatı taşıyan sırra, o bilinmezliğe işaret etmektir. Bence sinema meçhule doğru atılmış bir adım olabilir. O kadar.
Sayfa 207Kitabı okudu
Reklam
“ Deniz kenarında ıssız bir gece... Bir genç adam duruyor.Bağrında üzüntüler, başında şüphe... Gamlı dudaklarla dalgalara soruyor: çözün bana ne olur hayatın sırrını.. Azap veren bu çok eski sırrı …söyleyin,nedir insan?
Ama tam bu cümlenin arkasından “Yeni bir araba alacak gücüm yok” dediğinizde evrensel yasa, “Dur bir dakika. Bu kişinin araba alacak gücü yok” der ve enerji akışını durdurur. Yeni bir araba alacak gücünüz olmadığını söylediğinizde bu cümlenin ardında yatan duygu nedir? Yoksunluk duygusu ya da kıtlık bilinci. O arabayı istediğinizi söylüyor ama o arabaya sahip olamayacağınıza inanıyorsunuz. Düşünceler ve duygular çekim alanı yaratır. Arabayı alamayacağınıza dair düşünce ve duyguyla yeni arabayı hayatınıza nasıl çekebilirsiniz?
Hayatı gerçek anlamda doyumlu yaşayan, istediği her şeyi kolaylıkla elde ediyor görünen çok az sayıda “şanslı” insanla, “sorumluluklarını” yerine getirmek adına nefret ettikleri işte çalışan, istemedikleri hayatı yaşayan ve ‘inşallah bir gün mutlu olurum’u umut eden çoğunluk arasındaki fark nedir? Fark, bu insanların amaçlarını ve ne istediklerini bilmesinde, neden amaçlarını gerçekleştirmek zorunda olduklarını bilmesinde ve hayallerini gerçek kılana kadar durmak bilmemelerinde yatıyor.
Reklam
ÇAĞLARIN EN BÜYÜK SIRRI
Diyelim ki biri size çağların en büyük sırrının ne olduğunu sordu. Ne yanıt verirdiniz? Atom enerjisi mi? Gezegenler arası yolculuk mu? Kara delikler mi? Hayır, bunların hiçbiri değil. Peki, en büyük sır nedir? Onu nerede bulabilirsiniz? Nasıl anlaşılabilir ve hayatın içinde nasıl kullanılabilir? Yanıt çok basit Bu sır, bilinçaltınızda mucizeler yaratan o muhteşem güçtür. Burası çoğu insanın bunu arayacağı en son yerdir. Zaten onu çok az kişinin bulabilmesinin nedeni de budur.
Sayfa 18 - DiyojenKitabı okuyor
İnsanların ebediyet diye peşinde koştukları şey nedir? Kendinden yüz, iki yüz sene sonra hatırlanmak değil mi? İnsan hafızasında ebediyeti bulur. Tahsil müesseselerine yardım bunu temin etmenin en güzel şeklidir. Milli hayatın sırrı devamdadır. İşte bu cins yardımlar bu devamın şuuru ve ahlâkıdır.
Sayfa 378Kitabı okudu
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Reklam
Ölüm iyileşmesi tıp çevrelerinde inkârı mümkün olmayan bir hadisedir. Ölüm ânına yaklaşan insanda özellikle zihinsel fonksiyonlarda beliren güçlenmedir. Pek çok hastanın ölüme yakın anda birden iyileştiği görülür. Bu olay o kadar sık görülür ki olaya özel bir isim verilmiş, "ölüm iyiliği" denilmiştir. Akciğerleri metastazla dolmuş, nefes
Sayfa 168Kitabı okudu
- Uzaktan seni izliyorum… Harika görünüyorsun… -Bunu bilmek güzel -Hayatın sırrı uzaktan harika görünmektir.
Çözün bana, n'olur, sırrını hayatın, Azap veren bu çok eski sırrı ;.. -Söyleyin, nedir insan ? Nerden geldi, gittiği yer neresi ? Kimler yaşar yukarda, altın yıldızlarda?" son
Sayfa 308 - Adam YayınlarıKitabı okudu
Deniz kenarında ıssız bir gece. Bir genç adam duruyor. Bağrında üzüntüler, başında şüphe. Gamlı dudaklarla dalgalara soruyor: “Çözün bana ne olur hayatın sırrını... Azap veren bu çok eski sırrı… Söyleyin, nedir insan? Nereden geldi? Gittiği yer neresi? Kimler yaşar yukarıda, altın yıldızlarda?” Dalgalar ebedi mırıltılarında, rüzgâr esiyor, bulutlar geçiyor. Kırpışan yıldızlar kayıtsız, soğuk ve bir genç durmuş cevap bekliyor…
_Sık ve çok gülmek, zeki insanların saygısını ve çocukların sevgisini kazanmak, dürüst eleştirilerin takdirine layık olmak ve yanlış arkadaşların ihanetlerine katlanabilmek, güzelliği takdir edebilmek, başkalarındaki en iyiyi bulabilmek, sağlıklı bir çocuk, bahçelik bir arazi ya da daha iyi duruma getirilmiş bir sosyal durum yoluyla bu dünyayı
108 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.