Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gelecek korkusuyla halihazırdaki bir şeyden vazgeçmek nefse çok ağır gelir. O nedenledir ki Allah (cc) şöyle buyurmuştur: "Hayır! Doğrusu siz, çarçabuk geçeni (dünya hayatı ve nimetlerini) seviyorsunuz da ahireti bırakıyorsunuz." Kıyamet suresi, 75:20-21.
"Farz et ki, iki itfaiyeci küçük bir yangını söndürmek üzere ormana girdiler. Sonra işlerini bitirip bir nehir kenarına vardıklarında birinin yüzü tümüyle siyaha bulanmışken diğerinin yüzü tertemizdir. Sorum şu: Bu ikisinden hangisi yüzünü yıkayacaktır sence?" "Aptalca bir soru bu. Elbette yüzü kirli olan." "Hayır, yüzü kirli olan diğerine bakacak ve kendi yüzünün de onunki gibi temiz olduğunu sanacak. Ve tersine yüzü temiz olan da yüzü kir içinde olan meslektaşını görüp kendi kendine: Ben de kirlenmiş olmalıyım. En iyisi yıkanayım, diyecektir."
Reklam
Hayır, seviyorum, yanlış anlama. Yine de bir sevgi bu kadar korku içermemeli.
Sayfa 53 - Az Kitap YayıncılıkKitabı okuyor
Gerçek sevgi kendini ifade etmek için zorlamaya ihtiyaç duymaz.
Nitekim Mısır hahamı olan Siyonist Haim Nahum'un İnönü'nün danışmanı sıfatıyla katıldığı, 1923 yılında Lozan Antlaşması öncesinde Avrupalı dostlarına veMason loca şeflerine söylediği sözler bu stratejinin sonucudur. Nahum, Avrupalı dostlarına şöyle diyordu: "Yanlış yapıyorsunuz; Anadolu'yu işgal etmekle Müslüman Türkleri sindireceğinizi mi sanıyorsunuz? Hayır, Türkleri savaşla yıkamazsınız. Birkaç yıl içinde bu milletin yeniden dirileceğini, toparlanıp derleneceğini hesaba katmıyorsunuz! Öyleyse yapılacak şey, Lozan Antlaşması'yla bunlara bir fırsat tanıyıp bu zaman içinde İslamiyet'ten uzaklaştıracak, din ve tarih şuurunu unutturacaksınız. Müslüman Türkler, bir iman ve ahlak tahribatı süreci geçirmelidirler. Ekonomileri çökertilmeli, siyasi partilerden gazetelere, hepsi ele geçirilmelidir. Yumuşak ve kolay lokma yapıldıktan sonra, Türkiye parçalanıp Büyük İsrail' e katılmalıdır. Bu şartları yeri-ne getirmeden Türk milletini tarih sahnesinden silmek mümkün değildir. Bu şartlar tekamül etmeden savaşırsanız, kazanamaz yenilirsiniz."
bir umudun peşine, heba ettim ne varsa. ne çalarsan yüzüne; o kalır elinde, diyorlar. keşke kalsa... ben eminim kendimden. ve gittiğim yol; ne kadar zalim olursa olsun, ayağımı basabildiğim her an için; minnet ettim. isyan etmedim hiç! ne çektiysem hayatta; "hak ettim" dedim. bende isterdim duru bir su misali, usulca akıp gitmek. gel gelelim yokmuş kaderimde; mutlu bir sonla bitmek. üzgünüm elbet. tasım boş döndüm yine vefa borcu olanlardan. hiç elleri yüreklerine gitmiyor! hayır yok bana hatırı kalanlardan. iyisi mi ben kalkayım, geç oldu. sonra yine gelirim, yine görürüm. yine öyle boş bakar, tekrar ölürüm...
Reklam
Ama bizim inanç sistemimiz disi gücün, eril gücü ezmesinden ibaret değil. İkisinin arasında sağlıklı bir denge kurmayı gerektiriyor," dedi Darius. "Hayır, Savaşçı, gerçek şu ki, inanç sistemimiz dişi gücün, ezmesinden ibaret olmayan bir sistem olması gerekiyor ama tıpkı Aydınlık ve Karanlık hikâyesinde olduğu gibi, ikisi arasındaki dengeyi birinin diğerini yok etmesine izin vermeden sağlamak, sonsuz bir mücadele demek.
Sayfa 124 - PEGASUSKitabı okudu
Heyecanlarımı hep gelecekteki günler için saklamıştım. Hayır belki de kendimi yaşanacak günler için saklamamıştım; belki de sadece duygularımda her zaman biraz geç kalıyordum.
Kadın erkek farketmez şüpheli duygularla gönüle girilmez.
Eğer bir kadın bir erkeği kabul edip etmemesi gerektiği konusunda şüphe duyuyorsa kesinlikle onu reddetmelidir. "Evet" demekte tereddüt ediyorsa doğrudan "Hayır" demelidir. Şüpheli duygularla, yarım gönülle girilecek bir durum değildir bu.
Bazılarınız, “Haz, ıstıraptan daha anlamlıdır” der; diğerleri ise, “Hayır, ıstırap daha anlamlıdır”. Bense, ikisi birbirinden ayrılamaz, diyorum. Onlar beraber gelirler. Ve siz, bir tanesiyle masanızda otururken, unutmayın ki, diğeri de yatağınızda uyuyordur.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.