Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Aklı bir kenara bırakıp insanları etkilemek için daha düşük özelliklere başvurduğumuzda daha düşük ve ucuz insanlar yaratıyoruz Josef; sorun burada yatıyor. İşe yarayan bir sey istediğini söylediğinde duyguları etkileyen bir şey istediğinden söz ediyorsun. Bu konunun uzmanları var zaten! Kim onlar? Rahipler tabii ki! Onlar insanlari etkilemenin sırlarını biliyorlar! İlham veren müziklerle onları yönetip yönlendiriyor, yüksek çan kuleleri ve geniş ibadet alanlarıyla bizi cüceleştiriyor, boyun eğmeye teşvik ediyor, bize ilahi rehberlik, ölümden korunma, hatta ölümsüzlük vaat ediyorlar. Peki bunun bedeli nedir? Dini kölelik; zayıflara hürmet, eylemsizlik, bedenden, zevklerden ve bu dünyadan nefret. Hayır, bu yatıştırıcı ama insani olmayan yöntemleri kullanamayız! Akıl gücümüzü keskinleştirmenin yollarını bulmalıyız."
Hayır, hayallerim beni aldatmıyordu! Seviyordum...
Reklam
"Öyleyse Tanrı'nın olmadığını mı düşünüyorsunuz?" "Hayır, büyük olasılıkla bir tane var." "Öyleyse niye?" "Fakat farklı insanlara farklı gösteriyor kendini. Modernlik öncesi çağlarda kendini, bu kitaplarda tarif edilen biçimde gösteriyordu. Şimdi ise..." "Şimdi nasıl gösteriyor kendini?" "Kendini yokluk şeklinde gösteriyor; sanki hiç yokmuş gibi."
"Öyle komutanım. Şimdi büyük bir saldırıya başlıyorlar. Hakkınızı helal edin. Bu saldırıyı mümkün olduğunca uzun tutmaya çalışacağız. Bu da size zaman kazandırır inşallah." "Her geçen saat hatlarım kuvvetleniyor oğlum, ama sanki sana yardıma gelsem mi diye düşünüyorum." "Hayır komutanım, buraya gelecek askerler bize benzer. Burası tam cehennem. Birazdan daha da beter olacak. Ama bilmiyorum. Elimden geleni yapacağım." "Bana sürekli haber ver." "Baş üstüne komutanım."
Hayır ya, olmasın:(
"Oğlum telefona çok patlama sesi geliyor." "Bizim onlar komutanım. Havancılar sürekli hareket halinde. Siper değiştiriyoruz. Adamlar yoksa hemen vuruyorlar." "Zayiatın çok mu oğlum?" "Komutanım, elliye yakın şehidim var. Bir o kadar da yaralı. Sivillerden de epey kayıp var, ama onları sayamıyoruz."
Dünyada sormaktan başka ödevi var mıdır insanoğlunun? Hayır, yoktur. Çünkü bulmaktan başka ödevi yoktur. Bulamadığımızdan sorarız. Sen buldun mu her şeyi? Bütün soruların karşılığını buldun mu kafanda?
Reklam
İçim buruk, öfkeli, biraz umudunu kaybetmiş. Umudunu kaybetmiş mi? Hemen kendime geliyorum. Hayır umudumu kaybedemem.
Aliya İzzetbegoviç'in çok güzel bir sözü var: "Bilime evet ama sanatın olduğu bir dünyada!" Sanatın, kalbin, vicdanın rehberlik etmediği bir bilim insanın başına çorap örebilir. Duygu ve düşünce kalp ve akıl el ele verirse bu beraberlik insanlara gökten bomba değil, hayır ve güzellik yağdırabilir.
175 syf.
10/10 puan verdi
·
45 günde okudu
Spoiler içerir
Ebrarr
Ebrarr
Hüseyin Rahmi Gürpınar
Hüseyin Rahmi Gürpınar
Mürebbiye
Mürebbiye
Fransa'dan gelen genç bir kızın İstanbul'da çok zengin bir ailede "mürebbiye" vasfıyla işe başlaması , kızın hem geçmişi hem de mürebbiyelik yaptığı ailenin düzeninj olumsuz etkilemesi kitapta anlatılmaktadır. Sadece mürebbiye mi aileyi kötü etkiledi? Hayır! Mürebbiye onlara şans verdi ve onlar ise reddetmedi. Mürebbiye aslında fransa'da iken geçimini başka ve uygun olmayan bir işle sağlıyordu. İstanbul'a geldiğinde o yaşamı bırakacaktı ama olmadı , yapamadı. Eski işi onun için bağımlılık olmuştu adeta. Önce erkekleri etkileyip kızgın ateş gibi aşkıyla yanıp tutuşmasını sağlamak için her şeyi yapıyor ve sonra onları elinde rahatça oynatacak kıvama getiriyordu. Mürebbiye oldukça zeki , çekici bir kızdı. Zekasıyla 3 erkeği birbirlerine bile hissettirmeden hepsine şans veriyor ve beraber oluyordu. Tabii ki her zaman her şeyin sonu düşündüğümüz gibi olmaz. Kitabın sonunda mürebbiyenin erkeklerle yaşadığı aşk oyununun o hazin sonunu pekâlâ okuyanlar görmekte. Hikayede yanan bence "Şemi" oldu.
Mürebbiye
MürebbiyeHüseyin Rahmi Gürpınar · Anonim Yayınları · 20167,4bin okunma
Reklam
Hayır diye diye kendin olursun
202 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
İyi bir öykü kitabı zaman makinası gibidir bana göre. Beni alıp bir sürü kişinin, bambaşka mekanın, duygunun içine ışınlayabilir. Hem de bir sayfa çevirmek kadar kısacık sürede. Nerede ve ne zaman okursam okuyayım olduğum yeri unutmamı sağlayan, inanılmaz bir manyetik alan oluşturup beni içine çeken yegane kitaplardan birisi olmayı başardı Korkuyu
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,4bin okunma
İnsanlar laflarını esirgiyordu, yeter artık demiyordu, çünkü kimse kendi kanaatini belirtmiyordu, ama dünyanın boka sarmasına hiç itirazları olmaksızın öylesine takılıyorlardı, çünkü insanlar başkalarını memnun etmekten, hayır demenin sonrasında çıkacak tatsızlıklardan kaçınmak için deveye hendek atlatıyorlardı, dünya bu yüzden boka sarmıştı.
Sayfa 126 - Siren YayınlarıKitabı okuyor
“Acaba iyi bir şey olacak mı? Hayır dedim kendime. İyi şeyler birdenbire olur; bu kadar bekletmez insanı.”
“Hayır, gerçekten ölmedi; çünkü ben yaşayamazdım ölseydi. Bunu biliyordu. Bu kadar yakınımda olduğunu bilmiyordum ama, sen bir yerde var olursan yaşayabilirim ancak demiştim. Nasıl olursan ol, var olduğunu bilmek bana yeter demiştim.”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.