- Altesleri, Hilafeti üstlenmek üzere bir şeyler yapmayı düşünüyor mu ya da yaptı mı?
- Dinim ve bütün imanım üzerine yemin ederim ve aksi halde inkarcı sayılayım
ki, hiç böyle bir düşüncem yok ve Hilafeti kendime ya da yakınlarıma almak için
hiç bir şey yapmadım. Bu düşünceyle rahatsız olanlar sakinleşsinler.
- Altesleri halife ve Hilafet
Bize emanet edilen hayat yolculuğunda zaman hızla
akıp gidiyor.
Her geçen gün ömür sermayemiz tükeniyor.
Zamanını, mekânını ve nasıl olacağını bilemediğimiz o
malum sonla bir gün hepimiz yüzleşeceğiz.
O an gelecek,
fani dünyadan baki âleme göç edeceğiz.
İşte ömür sermayemizden bir yılımızı daha geride
bıraktık. Yeni bir yılın eşiğindeyiz.
اِنَّا هَدَيْنَاهُ السَّب۪يلَ اِمَّا شَاكِراً وَاِمَّا كَـفُوراً ﴿٣﴾
İnsan Süresi 3.
Şüphesiz biz ona doğru yolu gösterdik; artık o isterse şükreden olur, isterse nankör.
Tefsiri
. “Doğru yolu gösterdik” ifadesinden ne kastedildiği müfessirlerce farklı şekillerde açıklanmıştır: a) Biz insana hidâyet ve dalâlet, hayır ve şer yollarını açıklayarak tanıttık. Nitekim Beled sûresinin 10. âyetinde, “Biz ona iki yolu göstermedik mi?” buyrulmuştur; b) Mutluluk ve mutsuzluk yollarını açıkladık; c) Kâr ve zararını anlayacak yetenekte yarattık. Allah Teâlâ insanı akıllı, iradeli ve iyiyi kötüden ayırma kabiliyetine sahip değerli bir varlık olarak yaratmış; görevlendirdiği peygamberler ve indirdiği vahiyle ona doğru yolu göstermiş, aynı zamanda kendisine irade ve seçme hürriyeti vermiştir. Artık Allah’ın gösterdiği doğru yola girip şükredici olmak veya şeytana ve nefse uyarak Allah’ın verdiği imkân ve kabiliyetleri baskı altına alıp nankör olmak insanın kendi elindedir (krş. İsrâ 17/18-19; Kehf 18/29).
"İnsan, bir işin sonucunun iyi mi, kötü mü olacağını bilemez. Hayır zannettiği çok şey, şerle sonuçlanabilir. Şer zannettiği çok şey de, hayırla neticelenebilir."
“Gevhersüz gönüllere yüz bin söz eydürisen
Hak’dan nasîb olmasa nasîb olası degül”
İZAH: Cevhersiz gönüllere yüz bin söz söylesen de
Hak tarafında nasibi yoksa nasip olası değil.
“Egriligün koyasın togrı yola gelesin
Kibr ü kîni çıkargıl erden nasîb alasın”
İZAH: Eğriliği kenara koyasın, doğru yola gelesin,
Kibri ve kini çıkarıp er insandan
İYİ İNSANLARIN KÖTÜ İŞLERİ
Çok sevdiğin bembeyaz bir elbisenin üzerine sıçrayan minik bir çamur lekesi; yıkayınca çıkar, öyle değil mi?
Kıyamadığın sevdiğin birinin saç teline en sevdiğin yemeğin içinde denk gelmek seni inanılmaz derecede öfkelendirir ki o tabağı yemeğe devam etmez yenisini hazırlarsın.
Çok sevdiğin dağlara benzetirsin