Anne babasının duasını alan, onların rızasını kazanan evlattan Allah Taala razı ve hoşnut olur.
Cenâb-ı Hak, kendisinden razı olduğu kulunun ömrünü boşa harcatmaz; ona hayırlı işler yaptırır; böylece onun ömrünü bereketlendir.
~^~
"Hayırlı ve hayırsız düşünceler var. Bir düşünce, o düşünceye inanmayı seçtiğimde oluşumu yükseltiyorsa; yani huzurlu, neşeli, doygun, sevgi dolu hissetmemi, kısaca Can evimde olmamı destekliyorsa, o bir hayırlı düşüncedir.
Beni negatif duygulara sürükleyen ve dolayısıyla halimi yani oluşumu olumsuz etkileyen her düşünce ise hayırsız bir düşüncedir. Düşünceleri ayrıştırırken bu değerlendirmeyi kullan, yoksa doğruymuş yanlışmış, boş işler bunlar. Bir düşünce bana ne yapıyor? Bu mühim!"
Her insan bireyinin esas ödevi, hayırlı işler görmek, ibadet etmek; hakkı ise, ümittir.
Ümit, hayattır.
Ümit, devam ettiği sürece yaşanır.
Ümidin kesildiği yerde tragedya, giderek saçmalık, sonundaysa, intihar başgösterir.
*****
Kendini en çok kandıran, Allah'ın sevmedigi işler yaptığı halde Allah'tan kendi sevdiği şeyleri isteyen kimsedir. Hadiste şöyle rivayet edilir:" Aciz insan, heva ve hevesinin peşine düşen sonra da Allah'tan hayırlı sonuçlar temenni edendir.(Tirmizi)
"İman" mevzusunda da işler benzer şekilde yürür. Şüpheli yahut haram yollardan kazanç elde ettiğinizde, o parayı istediğiniz kadar hayırlı mecralara yatırın, güzel sonuçlar elde edeceğim diye bekleyin, olmayacaktır. O şekilde yürümez bu işler, Allah'ın kanunları bu şekilde değildir. Subhanallah!
Sayfa 123 - Timaş Yayınevi Baskı Kasım 2017Kitabı okudu
Martin Luther ve Jean Calvin'in devrimci ya da toplumsal reform hareketleri başlatmak gibi bir niyetleri yoktu. Onlar yerleşik dinsel düzene radikal bir meydan okumaya hazırlanmışlardı. Ancak onların savları, Katolik Kilisesi'nin İsa ve Havarilerin İncil'de ifadesini bulan öğretisini nasıl çarpıttığını ve bozduğunu göstermek üzere teolojikti. Onlar, önemli olanın papazların aracılığı ya da 'hayırlı işler', özellikle de kiliseye yapılan ödemeler değil, bireyin "imanı" olduğunda ısrar ediyorlardı.
" Büyük günahları ancak tevbe temizler. Küçük günahları ise kebâirden kaçınmak, abdest, namaz ve diğer haseneler ( hayırlı işler ) temizler. Ancak bu günahları istiğfarın temizlemesi de uzak değildir. "