"Selim bir söz verdi kendine; Oruç, Hızır ve Turgut Reislerin açtığı yolda sebat ve ilk günkü şevkle yürüyecek, Kızıl Elma'ya ulaşıncaya ya da bu uğurda ölünceye kadar çalışacaktı. Etrafındakilerin duyabileceği bir sesle bu amaç ve sözünü dillendirdi:
"Bekle beni baba! Bekle beni Akdeniz! Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak..."
'Mavi Vatan Serisi' nin birinci kitabı olan #prevezedenizsavaşı nı geçtiğimiz günlerde okuyup paylaşmıştım.
Barbaros Hayrettin Paşa' nın leventlerinden olan Gökhan üzerinden ilerleyen hikaye, onun bir sefer sırasında esir düşmesiyle merak uyandırıcı bir şekilde son bulmuştu.
#ponzadenizsavaşı kitabında ise Gökhan' ı bulmak ve onun intikamını almak isteyen oğlu Selim ile tanışıyoruz.
Selim' in bir korsan tarafından kaçırılıp Venedikli bir aileye satılması ile başlayan hikaye, yıllar sonra Trablus'ta Turgut Reis (nam- ı diğer Kaptan Dragut) komutasında sefere çıkması ile devam ediyor...
Hikaye ilerlerken dönemin Osmanlı donanmasının gelişimine ,
Fransa , İtalya, İspanya gibi devletlerle olan ilişkilere dair çokça bilgi ediniyoruz. Ve Ponza Deniz Savaşı'na şahit oluyoruz.
Özellikle tarihî içerikli kitapları sıkıcı bulup okuyamayanlar için bu seri çok iyi bir başlangıç olabilir.
Hikaye yine öyle bir yerde bitti ki devamını okumak şart oldu.
" Dört yüz çadırlık bir obayı dünyaya hâkim kılan, bu uğurda inançla çalışmaları değil liydi?
Öyle ya, Osmanlı kuruluşundan bu yana hiçbir zaman düşmandan fazla olmamış ve girdiği savaşlarda hep az olan taraf olmuştu."
