O gün, giyinirken, trende ve daha sonra, sevgilinin realitesine yaklaşırken, belki onun zihin sahasından obje sahasına geçmek üzere bulunuşunun zarurî neticesi olarak, her zamanki gibi, ona ait hiçbir şey düşünmemenin ve düşündüğüm takdirde o güne kadar beni saatlerce, en küçük teferruat içinde oyalayan şüphenin yerinde anlaşılmaz bir boşluk bulmanın hayreti ve kayıtsızlığı beni sarmıştı.