İbrahim et-Teymi (ra) diyor ki: "Rebi' b.Haysem ile yirmi senelik dostluk etmiş birinin bana,Rebi' hakkında, 'Yirmi senelik süre zarfında,onun ağzından ayıplanacak bir söz işitmedim' demiştir." Musa b.Said (ra) anlatıyor: Hz.Hüseyin (ra) şehit edildiği zaman Rebînin dostlarından biri, "Rebî konuşursa bu gün konuşur" diyerek onun yanına gitti.Rebïin kapısına vardı ve Hz.Hüseyin'in şehit edildiği haberini verdi.Rebî başını göğe doğru kaldırarak şu ayeti okudu: "Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de aşikârı da bilen Allah! Kullarının arasında, ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen vereceksin." (Zaimer 39/46) Bundan başka bir şey demedi.
Rebi' b.Haysem (ra) sabah kalktığı zaman yanına bir kağıt kalem alır ve gün içinde söylediği sözleri ona yazarmış.Daha sonra akşam olduğunda onları okuyarak nefsini hesaba çekermiş. İşte,zühd ehli kimselerin ameli böyleydi.Onlar dillerinin boş sözlerle oyalanmaması için son derece titiz davranırlardı.Dünyada nefislerini hesaba çekerlerdi.Her müslüman böyle olmalı ve ahirette hesaba çekilmeden önce dünyada nefsini hesaba çekmelidir.Çünkü dünya hesabı ahiret hesabından daha zahmetsizdir.Dünyada dile hâkim olmak ahirette pişman olmaktan çok daha kolaydır.
Reklam
Rebî b. Haysem, yanına bir kalem bir de kağıt alıp gün boyunca ne konuşursa yazıp saklardı. Akşam olunca o sözlerden dolayı kendini hesaba çekerdi.
Abdurrahman b. Aclan anlatır: "Bir gece Rebi' b. Haysem'in yanında kaldım. Geceleyin namaz kılmak için kalktı. "Yoksa kötülük işleyenler, kendilerini, inanıp salih amel işleyenler gibi kılacağımızı; hayatlarının ve ölümlerinin bir olacağını mı sanıyorlar? Ne kötü hüküm veriyorlar!" (45/Câsiye, 21) ayetine gelince, sabaha kadar bu ayet üzerinde durdu. Şiddetli ağlamaktan dolayı bu ayetten diğerine geçemedi."
Rebî b. Haysem bir gün İbn Mes’ud ile birlikte Demirciler çarşısında dolaşmaktadır. Demirciler rutin işlerini yapıyor, körükle ateşi kızdırıyorlar ve ateş de alev alev yanarak kızarıyordu. Bu durum karşısında kendisine hakim olamayıp bir çığlık atar ve olduğu yerde yığılıp kalır. Abdullah b. Mes’ud namaz vaktine dek başında bekler durur, fakat adam ayılmaz. Bunun üzerine adamı omuzlayıp evine götürür. Ancak ta ertesi günü aynı vakte dek kendisine gelemez. Bu arada beş vakit namazını da kaçırmıştır. Abdulah b. Mes’ud adamın başı ucunda şöyle der: “Vallahi işte gerçek ve asıl korku buna denir.”
Rabi' b. Haysem (rh.), yirmi sene dünyaya ait bir söz söylememiştir. Sabahladığı zaman bir divit ile kâğıt alır, ne konuşursa kaydeder. Akşam üzeri konuştuklarından nefsini sorumlu tutar, hesaba çekerdi.
Reklam
Demokrasi mücadelesini batıyla yürüteceğini düşünmek acaba Oksimoronluk mu?
Esad’ın ilan ettiği kısmi af kapsamında hapisten salıverilen 73 yaşındaki demokrasi savunucusu Haysem Maleh, 17 Mart akşamı AB ülkeleri, ABD, Norveç ve Kanada büyükelçilerini evine davet ederek, demokrasi mücadelesini taviz vermeden sürdüreceğini bildirdi ve destek istedi.
Rebi b. Haysem, evinde bir mezar kazdırdı. Kalbi katılaştığı zaman, kabre girer, bir saat kadar orada yatardı. Sonra: «Rabb'ım beni dünyaya geri çevir, umulur ki terk ettiğim (ser-vet) ile salih amel işlerim.» (23 - Mü'minûn: 99-100) Ayet-i Celîlesini okur ve çıkardı. Çıkınca da kendi kendine: «Ey Rebi! Bak, geri çevirildin. Geri çevirilmeyeceğin ân gelmeden iyi amellerde bulun.» derdi.
Sayfa 532Kitabı okudu
Rabi' b. Haysem dedi ki: "İnsanlar iki kısımdır; ya mümindir, sakın ona eziyet etme, ya da cahildir ki, sen de ona karşı cahilce karşılık verme!"
Sayfa 517Kitabı okudu
57 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.