milyonların kavgasında
kara kuru bir er
gün gelip asılacaksa eğer
serin olsun şafaklar!
ey gönlü yüce dostlar
deyin ki bir ağaç dalından
dal yaprağından incinmiş
deyin ki yaşamak kavgasından
toy bir ozan kesilmiş
ÇÖZDÜM HER ŞEY ÇOK BASİT DENİZE DOĞRU ÜÇ BEŞ DAKİKA YETER..
Yalnızlığın yarattığı bir insan: Sait Faik ABASIYANIK
Yani yalnızlığı bazen şöyle düşünürüz;
-Yalnızlık kötü bir şey.
Hayır aksine o kadar da kötü bir şey değildir, bazen yalnızlık iyi bir şeydir. Eğer Sait Faik bu yalnızlığı hissetmeseydi bu öyküleri de üretemezdi. Aslında hepimiz yalnızız ama sorun bu yalnızlığın biz de ne uyandırdığı. Sait
Yıl 2009, annem ile oturmuşuz bir gece vakti, Beyaz Show izliyoruz. Bir şair/yazar varmış konuğu. Hiç de duymuş değilim adını, sözde kitapseverim ya nasıl duymam demek ki çok da iyi yazar değilmiş diyorum. Sevgili Sunay Bey Kız Kulesini çok severmiş;
("Boğaz'dan geçen gemilere
engel olmasın diye
İstanbul'un saçlarını toplayan
beyaz bir
Milton ve Shakespeare’le birlikte İngiliz edebiyatının üç devinden biri olan Geoffrey Chaucer tahminen 1340-43 yılları arasında doğmuştur. Babası John Chaucer adında bir şarap tüccarıdır. Chaucer adının geçtiği ilk yazılı belge Ulster kontesi Elizabeth’in 1357 tarihli harcamalar defteridir. Bu defterde, bu isimde bir içoğlanına (page) elbise
Hüzün kokan şarkılar vardı geceme eşlik eden,
Bir yandan da bıçağını bileyen,
Hazırlık yapıyorlardı sinsice,
Hasret yaralarını deşmeye yeltenircesine,
Oysa yoldaş bellemiştim boynu bükük yalnızlığıma,
Dost eylemiştim zincirli sırlarıma.
Bide hasret kokan insanlar vardı,
Kokusu buram buram kaybolan,
Gözden, gönülden ırak olan.
Hangisi daha acıydı ?
Yaraları deşen şarkılar mı,
Yüzüstü bırakıp giden insanlar mı,
Yoksa prangalı yalnızlığım mı ?
Bireyi toplum içinde somut olarak görünür duruma getirmek, giderek daha da derinlerine inerek, onun içsel dramını kurcalamak çabasında bir şairin kaleminden dökülenlerdir bu kitaptaki şiirler. İkinci Yeni akımının üstatlarından Edip Cansever, bu derleme eserinde uzun uzun yazılmış şiirleri ile şiir tutkunlarına ziyafet çeker. İmgesel yoğunluk ile
İki kitaptan bahsedeceğim, Dante İlahi Komedya ve Paulo Coelho Simyacı. Artık genç Werther'da bu kervane ait, öyle kii kişisel arzular ve istekler insanların yollarını çizer. Kimisi bunu gerçekleştirince huzura erer, kimisi gerçekleştirirse yaşamasının anlamı kalmayacağını düşünür. Werther bunların aksine ne arzusunu gerçekleştirebildi ne de Dante'nin Beatrice'sı gibi yolun sonuna hazırlık yapabildi.
Son olarak Atilla İlhan ve onun meşhur şiiri Üçüncü şahıs demek istiyorum.
Artık başucu kitabımsın, Genç Werther.
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021121.8k okunma
Kitabı açtığınızda uzun bir önsözle karşılaşıyorsunuz. Cümleler ilerledikçe malını öven bir tüccarla karşılaşmışsınız hissi sağdan soldan yaklaşıyor, derin bir nefes alıyorsunuz. Eskilere toz atarak yeniyi pırıl pırıl gösterme telaşı garip bir özgüvenle veriliyor. Diyor ki: «Yeni dönemin ruhunu sezme ve yansıtma arzusu duyan şair, poetikadaki
SON DANS -1
O eve hiç gitmek istemiyordum. Yine de ayaklarım sürüklüyordu beni. Yol boyunca öylesine değişik duygularla yürüdüm ki. Sanki bir şey olsun, bir şey olsun da beni yolumdan alıkoysun istedim.
Zaten bir süredir kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Yorgunum. Hiçbir yere sığamıyorum. Bir boşluktayım sanki. Boğulduğumu, nefes alamadığımı