İmam-ı Rabbani Hazretlerine;
"Efendim,Âllah'dan korktuğumuz için kimsenin gönlünü kırmayız.
Kimseye zarar vermeyiz.
Herkese hizmet ederiz....
Ama kimse bizi gönlünden sevmiyor
Bu durum bizi çok üzüyor bunun sebebi ne olaki efendim"diye sorarlar...
Hazret tebessüm eder ve;
"Sevmiyor değil,sevemiyor.
Çünkü senin Rabbin,sevdiği kulunu rastgele herkese sevdirmez"
diye cevap verir..
Yani sevmekte nasip işi üstadım görmekte nasip işi
kıymet bilmekte nasip işi.
"görmüyorlar"değil göremiyorlar
Ebrehe, yaptırdığı binanın alâka görmesi için Kâbe’yi yıkmak üzere ordusuyla Mekke’ye doğru harekete geçti. Tâif’e gelince konakladı. Bir miktar askerle bir adamını Mekke’ye gönderdi. O da gelip Mekke ahalisinin hayvanlarına el koydu. Bu esnada, Peygamber (s.a.v.) Efendimizin dedesi Abdülmuttalib’e ait develere de el koymuştu.
Bunun üzerine
Maşallah hazret... Hazır kalbe nazar etmişken bir baksaydın kibirden birşeyler var mıydı acaba? O da yoksa inşallah cennetliksindir heralde... Maşallah maşallah 🧿🧿🤲🤲
Çok mütevazisin maşallah🧿🧿
Arap Ataş
@Arapatas
·
20 Mayıs 18:33
Çok hata yapıyorum sonrada hemencecik pişman oluyorum bu da mühürlenmiş bir kalbe sahip olmadığımı gösterir İnşallah. Yazmak istedim sonuçta hatasını görmeyenin hiçbir işi rast gitmez.
Kâbe-i Muazzama’yı, Mevlâ’nın emriyle, Âdem aleyhisselâm inşa etmişti. Nuh Tufanı’ndan sonra da Hz. İbrahim aleyhisselâm ve oğlu İsmail aleyhisselâm beraberce -yeniden- inşa ettiler. İnşası tamamlandıktan sonra kendileri tavaf ettiler. Cenâb-ı Hakk’ın emriyle insanları da haccetmeye davet ettiler. Bu mübarek Kâbe, ibadet edenler, rükû ve secde
Hicretsizlik
hazret-i ömer olsa ağzımı yüzümü dağıtırdı
iftar sonrası çay ve sigaralardan
hazret-i ali kale bile almazdı şu bitirme tezini
bir evsizle çorba içecek kadar cesur olmadığım duyulsa
ensar kız vermezdi
medineli çocuklar
tebessümler fırlatırdı nefsim kanayana dek
tenimi ilk gazvede bırakıp kurtulmak belki
bakışlarıma mescidin kumları
"Sen usandırma eli, el de usandırmaz seni
Hilekarlık eyleme, kimse dolandırmaz seni
Dest-i a'dadan soğuk su içme, kandırmaz seni
Korkma düşmandan, ku ateş ola yandırmaz seni
Müstakim ol, Hazret-i Allah utandırmaz seni"
Şeyh Sâdî, hâllerdeki sirâyetin, kişinin mânevî hayatını nasıl değiştirebildiğine dâir şu misalleri verir:
“Ashâb-ı Kehf’in köpeği Kıtmîr, sâdıklarla beraber olduğu için büyük bir şeref kazandı; nâmı Kur’ân-ı Kerîm’e geçti. Hazret-i Nûh ve Hazret-i Lût’un hanımları ise fâsıklarla gönül birliği içinde olduklarından, Cehennem’e dûçâr oldular. (Kocalarının peygamber olması bile onlara fayda vermedi.)”
Bunun içindir ki Cenâb-ı Hak, mü’minleri sâdık ve sâlih kullarıyla beraber olmaya teşvik ederek:
“Ey îmân edenler! Allah’tan korkun ve sâdıklarla beraber olun!”(et-Tevbe, 119) buyurmaktadır.
Ne demiş Yunus Emre Hazret?
Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yuğmaz değil..
Gizem
@Hiickiimse
·
17 Mayıs 23:04
Allah dilediğini yapar. O'nun darbesi, kendisinden yardım talep eden bir müminin kalbinin incitilmesinden dolayı Kisra'nın ülkesinin altını üstüne getirir.