Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“İnsana sadakat yaraşır görse de ikrah Yardımcısıdır doğruların Hazret-i Allah” -Ziya Paşa
Hazret-i Şeyh'in vefatından sonra hayatta oldukları gibi tasarrufu ehl-i velayetçe kabul edilen üç evliya-yı azîmenin en a'zamı, o Hazret-i Gavs-ı Geylanî'dir. Ve demiş: اَفَلَتْ شُمُوسُ الْاَوَّلٖينَ وَ شَمْسُنَا اَبَدًا عَلٰى فَلَكِ الْعُلٰى لَا تَغْرُبُ (Sikke-i Tasdiki Gaybî 143.sh - Risale-i Nur)
Enver NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Ben sekiz dokuz yaşında iken, bütün nahiyemizde ve etrafında ahali Nakşî tarîkatında ve oraca meşhur Gavs-ı Hizan namıyla bir zattan istimdad ederken ben, akrabama ve umum ahaliye muhalif olarak "Yâ Gavs-ı Geylanî!" derdim. Çocukluk itibarıyla elimden bir ceviz gibi ehemmiyetsiz bir şey kaybolsa "Yâ Şeyh! Sana bir Fatiha, sen benim bu şeyimi buldur." Acibdir ve yemin ediyorum ki bin defa böyle Hazret-i Şeyh, himmet ve duasıyla imdadıma yetişmiş. Onun için bütün hayatımda umumiyetle Fatiha ve ezkâr ne kadar okumuş isem, Zat-ı Risalet'ten (asm) sonra Şeyh-i Geylanî'ye hediye ediliyordu. Ben üç dört cihetle Nakşî iken Kàdirî meşrebi ve muhabbeti bende ihtiyarsız hükmediyordu. Fakat tarîkatla iştigale, ilmin meşguliyeti mani oluyordu. (Sikke-i Tasdiki Gaybî 142.sh - Risale-i Nur)
Enver NeşriyatKitabı okudu
REBÂBNÂME - Müellif : Sultan Veled / pdf indirme linki
ekitap.yek.gov.tr/urun/rebabname_... Yayına Hazırlayan : Veyis Değirmençay Özgün Dili : Farsça Yazma NüshasıKonya Mevlana Müzesi Nr. 2134 Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin büyük oğlu olan Sultan Veled (Bahâüddin Muhammed Veled), 1226’da bugün Karaman olarak bilinen Larende’de doğmuş ve babasından ilim tahsil ederek canlı bir
"Câmiye komşu olanın namazı, ancak câmide kıldığı takdirde (kamil mânâda) namaz olur."
Sayfa 58 - (İbn-i Ebi Şeybe, 1, 303)
"Dünyâda asıl garip olan şu dört şeydir: Zalimin hafızasında bulunan Kur'ân, müslüman bir bölgede bulunup içinde namaz kılınmayan mescid, bir evin duvarında asılı durduğu hâlde okunmayan Mushaf ve fenâ bir zümre içinde yaşayan sâlih kimse."
Sayfa 54 - (Deylemi, III, 108/4301)
Reklam
Herkes kerpiçleri birer birer taşırken Ammar bin Yasir-radıyallahu anh-, biri kendisi, diğeri de Peygamber Efendimiz için olmak üzere ikişer ikişer taşıyordu. Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- onu gördü, tozlarını silkeledi ve: "-Ey Ammar! Sen niçin kerpiçleri arkadaşların gibi birer birer taşımıyorsun?" diye sordu. O da: "-Allah'tan, bunun ecrini diliyorum!" dedi. Bunun üzerine, Peygamber Efendimiz onun sırtını sıvazladı ve: "-Ey Sümeyye'nin oğlu! Diğer insanlar için bir ecir var, senin için ise iki ecir var!" buyurdu.
Sayfa 47 - Mescid-i Nebi'nin İnşası
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.