İnsanın kendi körlüğüyle göz göze gelmesi katlanılabilecek bir şey olabilir miydi hiç... Olamazdı, asla olamazdı ama nasıl olursa olur yine de katlanılırdı. Ne var ki insan her şeye katlanmanın bir yolunu bulup alışıverirdi bir süre sonra. Başarırdı da bunu, ustaca. Başkalarının göremediği ne varsa hepsini sizin görmeniz çok kolaydı bir açıdan bakıldığında ama iş kendi göremediklerinizin başkaları tarafından görülmesine geldiğinde, işte o zaman birden tartınız şaşardı.
Hem en az tahammül edebildiğimiz kendimiz değil miyiz? Dünyayı bütünüyle sırtımıza yüklenmeye kalkarız, üstelik bir de herkesi sabırla taşırız bir ömür. Ne var ki kendi kendimize yük oluruz, her zaman bu yük bize ağır gelir. Biliyorsun dünyada her şeyi rayına oturtabileceğimizi sanırız ama umduğumuz gibi olmaz hiç. Kim bilir belki de hiçbir şeyin bizim sandığımız gibi rayına oturması gerekmiyordur.
... içinizdeki İslâm'ı gösterin. Çünkü İslâm, sizin üzerinizde görünmek ister. İman gizlidir, İslâm açık. İman kalbdedir, İslâm zahirde. İslâm şeriatsa, şeriat sizin amellerinizde görünmek ister.
Sayfa 229 - İz Yayıncılık Elli Yılın ÖyküsüKitabı okudu