O ana kadar duydugum üzüntüler sonsuz bir umutsuzluğa dönüştü. Kendimi niye o kadar zavallı hissettim, bilmem. Gelip geçici bir çılgınlık olsa gerek; çünkü hiçbir nedeni yoktu. Ama düşün bir, daha on iki yaşında bir çocukken Tepeler'den, bütün çocukluk bağlarımdan ve o zaman benim için her şey olan Heathcliff'ten koparılıp birden neredeyse bir sihirbaz değneğiyle Thrushcross çiftliğinin hanımı, bir yabancının karısı, Mrs. Linton oluvermek, yani kendi dünyamdan sürülmek, kovulmak, düşün bir! Nasıl bir uçurumun içine yuvarlandığımı birazcık olsun anlayabilirsin! İstediğin kadar hayır de, Nelly, beni bu duruma getiren biraz da sensin! Edgar' la konuşup beni rahat bırakması için onu zorlaman gerekirdi; evet, onunla konuşup bunu yapman gerekirdi! Ah, bütün bedenim yanıyor! Ah, şimdi dışarıda olmayı ne kadar isterdim. Şimdi yine eskisi gibi küçük bir kız olmayı, yarı vahşi, gözü pek, başıboş, küçük bir kız olmayı ne kadar isterdim! Uğradığı haksızlılara gülüp geçen, öfkeden kendini kaybetmeyen küçük bir kız! Niye bu kadar değiştim? Niye bir-iki sözcük beni böyle zıvanadan çıkarıyor? Ah, bir kez şu karşı tepelerdeki fundalıklarda olsam, biliyorum, yine eskisi gibi olacağım. Pencereyi ardına kadar aç yine; öyle açık bırak! Haydi, çabuk, ne duruyorsun?