“Kokuşmuş bir dünya bu…Biz ise bu kokuya alışmak zorundayız!”
Dünyayı sevmediğimizi ve bu yüzden de değişmesi gerektiğini söylediğimizde aslında çocukluktan başka bir şey yapmıyorsunuzdur. Çocukça bir şey olan büyük laflar etme hastalığı aslında dünyanın en gülünesi şeydir. Bu sızlanmalar, son kertede, bir takım önemli sorunlarımızı göğüsleyebilmemiz için kendimizi disiplinli kılmamızın önünde bizi inanılmaz ölçüde kısıtlayarak engeller oluştururlar. Eğer, bir gün boyunca kendi kendinize hiç durmaksızın sıkıntıların olmaması gerektiğini söyleyip durursanız, bunlara karşı kendinizi disiplinli kılabilmeniz, nasıl mümkün olabilir ki? Bu soruna karşı mücadele edebilmenin ilk koşulu, onun farkında olmaktır. Bazı şeylerin böyle yurumemesi gerektiğini iddia etmek, onların gerçekte o şekilde yürüdüğünün farkına varmamak olmuyor mu?
Reklam
...insanların bir iradeye sahip olduğu mefhumu, bir rasyonalite kapasitesine sahip olduğumuz fikrinden doğar. Bir iradeye sahip olmak, karar vermeye muktedir olmak; aklımızla, bazı hedefleri iyi veya ulaşılmaya değer olarak anlama kapasitemizle ve eylemleri, bu hedeflere ulaşmanın daha iyi veya daha kötü yolları olduğunu fark etmemizi sağlayan şeyler olarak görme kapasitemizle eyleme geçirilme yeteneğine sahip olmak demektir.
Bir işten ne kadar korkarsanız, başınıza gelmesi de o kadar hızlanır.
Dünyada değersiz hiçbir insan yoktur, sadece değersiz davranışlar vardır.
Eğer kendi hayatınıza gerçekten hakim olmak istiyorsanız, başkalarının taleplerinin istediklerinizi yapabilmenizi engellemesine izin vermeyin.
Reklam
32 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.