Yine bir Hasan Ali Toptaş şaheseri. Zannederim ki insanlar gözleriyle görür kulaklarıyla duyar. Ama öyle değil bir harfle bir kelimeyle bir cümleyle nasıl görünür duyulur nasıl hissedilir en somut kanıtı bir kitap. Türkçe'nin o büyülü dünyasını kelimelerin eğilip bükülüşünü adeta sizi hipnotize ederek gösteren bir eser. Hasan Ali Toptaş’ın roman dili alışıldık bir biçem değil. Bir kez, anlatım gücündeki mükemmelliyetçilik, Toptaş’ı farklı kılan en büyük özelliklerden biri. Bu kazanım, betimlemelerdeki olağanüstü ayrıntıları, tiplemelerdeki titizliği, dildeki benzersiz tadı da açığa vuruyor. “Sonsuzluğa Nokta”, kasabalı duyarlılığına sahip Bedran’ın kendisiyle mücadelesine yöneldiği kadar, “küçük insanların” dünyalarına da kucak açan -belki de bu yüzden popüler kültürle farkını ortaya koyan- bir yapıt. Kelimlerle dansa var mısınız?