turşu suyu
Niyazi'ye Aksaray'da rastladım. Kent içi yolculuklarımızı taşıt araçlarına başvurmadan yapardık o günlerde! Hep bir halliydik. Girdim koluna, Lâleli'ye doğru yürümeye başladık. «Şiir yazıyor musun?» dedim laf olsun diye. «Başka ne yapabilirim ki...» dedi, «En güzeli, dergiler yayınlamak için bizden para da istemiyor!» En
KISA VE ESKİ BİR ÖYKÜM
Gözümü açtığım zaman duyduğum iki ses vardı ; birincisi cezaevinin dışındaki köyden gelen ezan sesi , ikincisi ise yaklaşık 1 aydır sessiz sedasız yaşayan idamlığın, hücresinin kapısına vurararak çıkardığı sesti. Acaba kaç saat olmuştu uykuya daldığımdan bu yana? Baş gardiyan bu saatlerde pek kontrole çıkmazdı. Buda öyle bir saate denk gelmişti
Reklam
Garajın Kepenklerini
Geçen sabah abdest aldım ,balkonda hocanın sesi beklerkene şu Alamancı Sülüman' ın kiracıları o saatte bir yerlerden geldiler. Garajın kapısını açtılar , eniklerini gezmeye saldılar, tekrar içeri girecek kadar da açık bıraktılar. Beni şeytan dürttü, git hele bak içeri dedim kendi kendime. Giydim pardüsüyü , geçirdim ayağıma terlikleri ,
Gece gece
Özlem ağır geliyor bazen … Hele ki şu saatlerde
Bugün anlatmaya çalıştığım lakin bazı kişiler tarafından straw man ile manipüle edilmeye çalışılan konuyu tekrardan anlatmak istiyorum, bugün dedim ki özetle "Hiç dünyalık zevklerinden vazgeçerek her türlü şeyi yapma imkanı varken gidip de camide namazını kılan insan, hiç o saatlerde sevgilisiyle sevişen, barda içkisini içenle bir olur
Dur hele, bu sabah, erken saatlerde, işe gelmek için yola koyulduğumda şunları düşünüyordum Dağlım. Nasıl ki dünyanın neresinde olursa olsun bütün kelebekler aynı nazlı halleriyle uçarken yine dünyanın neresinde olursa olsun tebessümün dili de aynıydı. Doğallığın dili tekti. Doğallık, su gibi olabilmekti. Doğallık, sağlıklı ve masum olandı. İki kardeşimin, su gibi sade, gönlüme dokunan cümleleri:
Reklam
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.