Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
II Benerci, Somadeva'nın odasından sokağa çıkınca, Roy Dranat'ın «akşamüstü serinlikte bir teferrüçten dönerken» soğuk alıp zatürreeden öldüğünü duydu. Ve Roy Dranat'ın oteline gitti. Gördüklerini şöyle anlatıyor: Girdim ki içeriye,
Reklam
Bizim dedelerimiz, 60 sene sevdalık kaldılar nenelerimiz ile ama, parmaklarına alyans takamadılar. Çoğu, o yoksulluk içinde nişanlansa bile, askere gitmeden evvel, yüzüğü bozdurup da yolluk yaptı kendine. Ama bir kez de olsa bir başkasına yan bakmadı, başkasına da baktırmadı. Sabahları tahta kaşığı daldırdılar bol naneli, sıcak tarhana tasına.
Bakele
Benim babaannemdi, ama bütün köyün, annemgilin ve dedemin dediği gibi Bakele derdim ben de ona. Dedeme ise dede. Dedem, babamın anneme davrandığından daha iyi davranırdı Bakele’ye. “Sen yorulma, ineği ben sağarım.” Gider sağardı. “Su vereyim mi Bakele?” Verirdi. Bazı geceler çok soğuk olurdu yayla, “Dur Bakele…” derdi elindeki odunları alıp.
Yeşil Renkli Namus Gazı Operası -Aziz Nesin
«Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte biçok ileri ulusların
Bizim dedelerimiz, 60 sene sevdalık kaldılar nenelerimiz ile ama, parmaklarına alyans takamadılar. Çoğu, o yoksulluk içinde nişanlansa bile, askere gitmeden evvel, yüzüğü bozdurup da yolluk yaptı kendine. Ama bir kez de olsa bir başkasına yan bakmadı, başkasına da baktırmadı. Sabahları tahta kaşığı daldırdılar bol naneli, sıcak tarhana tasına.
Reklam
Milletvekili Olacak Vali Nutkundan Bellidir
Üç saattir, dört cip yoldaydı. Köy kahvesinin önünde cipler durdu. Vali, öndeki arabadan indi, ikinci arabadan mektupçu, defterdar, emniyet müdürü, candarma komutanı indiler. Tarım müdürü, sağlık müdürü, eğitim müdürü, lise müdürü, postane müdürü, tapu kadastro müdürü ve öbür müdürler de arkadaki arabadaydılar. Cipleri gören köylüler,