1960 da yazılmış kitaptan 2022 ye :))
son zamanlar da eğlence için yapılan hokkabazlıkların ne kadar tipik bir örneği değil mi ? içinde gaddarlık emareleri barındıran bayığılık ve belki belli belirsiz sapkın bir erotizmin katkısıyla .. şişirilip truvalı helen'e dönüştürülen tezgâhtarlar .. komik olmaya çalışan küçük adamlar .. çığlık atan aptal çocuklar .. yol yordam biliyor olması gereken yetişkinler ..
Ellsworth'un annesi zayıf, huzursuz bir kadındı. Evlat edinilmiş bir çocuk olarak büyümüştü. Dokuz yıl içinde beş dine girip çıkmıştı. Pek narin yapılıydı. Hatları da inceydi. Hayatının belli bir döneminde, birkaç yıl için güzel gözüken, ondan önce ve ondan sonra asla güzel görünmeyen tiplerdendi. Ellsworth onun idealiydi. Ellsworth'dan beş yaş büyük olan ablası Helen, iyi huylu, dikkat çekmeyen bir kızdı. Güzel olmamakla birlikte, sevimli ve sağlıklıydı. Aileye bir sorun oluşturmuyordu. Ama Ellsworth daha doğuştan sağlıksız bir çocuktu. Doktor, "Bu çocuk yaşamaz" dediği andan itibaren annesi ona tapmaya başlamıştı. Bu durum anneyi ruhsal açıdan dürten bir etken olmuştu. İlham verici olmaktan bu kadar uzak bir yaratık için duyduğu sevginin nelere kadir olduğunu görmek, çok büyük bir değişiklik yapmıştı kadında. Bebek Ellsworth'un teni ne kadar mor, kendi ne kadar çirkinse, annenin ona olan sevgisi de bir o kadar ihtiras kazanıyordu. Sonunda bebek sakat kalmaksızın yaşamayı başarınca, kadın hemen hemen hayal kırıklığına uğradı. Helen'e pek ilgi göstermezdi. Zaten Helen'i sevmekte pek bir "kurban olma" duygusu yoktu. Kızcağız sevilmeye o kadar daha layıktı ki, o sevgiyi ondan esirgemek adaletli gözüküyordu.
Reklam
"...Orada burada aralarında kadınlar da vardı; öyle güzel kadınlardı ki şunun kesinlikle beyaz kollu Helen olduğu, diğerinin Arkadyalı Atalanta, şuradakinin Afrodit tablosu için Praksiteles'e poz veren Phryne, bir diğerinin Büyük İskender'in, arzusunu yerine getirmek için Persepolis'i bir mum gibi yaktığı Thais, şuradakininse Karanlık Tanrı'nın göçüp giden ölülerin kraliçesi olması için Enna'nın çiçekli tarlalarından kaçırdığı kadın olduğu söylenebilirdi."
Sayfa 23 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Hiç yoğun bir sis içinde, denizin ortasında bulundunuz mu? Bembeyaz bir karanlığın sizi sarıp sarmaladığı bir yerde? Ya da gergin ve endişe içinde ilerlemeye çalışan bir geminin güvertesinde, elinizde ucuna bir ağırlık bağlı bir ölçüm halatıyla, kalbiniz çarparak bir şeylerin olmasını beklediniz mi? Eğitimime başlamadan önce o gemi gibiydim. Tek
Sayfa 24 - Bilge Kültür - SanatKitabı okudu
"Deliler, aşıklar bir de şairlerin hayal gücüne akıl sır ermez. Bir delinin kuyuya attığı taşı kırk akıllı çıkaramaz... Aşktan başı dönmüş bir çılgın da bir dudağı yerde bir dudağı gökte cadıyı güzeller güzeli Helen'e benzetir... Hele şairlerin gözleri, onlar fıldır fıldır döner yuvalarında. Akıllara durgunluk veren hayal güçleriyle ellerine kalem alıp, havadan sudan şeyleri bile kağıt üzerinde biçimlendirip hem isim hem de cisim verirler. Bu öyle güclü bir hayal gücüdür ki, küçücük bir keyif ya da neş'e buldu mu, bunu hemen akla uydurur. Tıpkı gecenin bir vakti bir çalı görürsün de, ayı zannedersin ya, aynen öyle işte."
Megali İdea... Fatih Sultan Mehmet'în İstanbul'u fethedip, Bizans İmparatorluğu'na son verdiği günden beri hayalini kurdukları "büyük fikir"di. Efsaneye göre "Bizans imparatoru Konstantin ölmemiş, mermerleşmişti, bir melek tarafından Türklerin adım atamayacağı bir mağaraya götürülmüştü, orada uykuya dalmıştı, bir gün, bir başka melek gelecek, imparatora kılıcını getirecek, onu uyandıracak ve imparator Konstantin de Konstantinopolis'i Türklerden geri alacak"tı. Yunan kilisesi tarafından kuşaktan kuşağa aktarılan, papazlar tarafından Yunan halkının beynine çivi gibi çakılan "büyük fikir" işte buydu! Megali İdea'ya göre, Bizans kültüründe sözü edilen toprakların tamamı, Helen uygarlığın mirasıydı, Yunanistan'ın hakkıydı. İzmir'in işgali sadece başlangıçtı. İstanbul yetmezdi. Ege, Trakya, Karadeniz yetmezdi. Büyük fikir'e göre, Anadolu'nun yarısından fazlası Yunanistan'ındı! Ve şimdi... Mustafa Kemal Atatürk'ün muhteşem vizyonu sayesinde megali idea'dan Nobel Barış Ödülü'ne gelmişlerdi.
Sayfa 182 - Sia kitapKitabı okudu
Reklam
238 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.