Acı herkeste ayrı tezahür ediyordu. Bendeki acı büyümeyi güçlenmeyi sağlıyordu. daha acımasız olmayı belkide sadece profesyonel yaklaşmayı. Hayatta duygulara yer olmadığını taşlaşmış bir kalbin mimarıydı insanlar ve sadece gelişmenin değişmenin gerektiğini söyler dururdu içimdeki ses. Hayallerini kaybeden bir topluluktu karşımdaki ve hiç hayal kurmasını bilmeyenlerle dolu. Acıyarak bakıyordum onlara ama her birey kendi sonunu hazırlardı, hazırlıyordu da. Yaşam dediğimiz şey bazılarını tabiki dökecekti, bazılarını kaderine mahkum edecekti. Çok az bir kısmını yarınlara taşıyacaktı. Hayatının hiçbir etabında yalanı, kandırmayı, yozlaşmış ruhlarına kılıf arayanları affetmez bu denge ve affetmeyecek. Çünkü adalet dediğimiz şey herkesi kendi silahıyla vuracaktır mutlaka. Sabırlı olmalı ve kendine dönmeli insan bu süreçte sadece kendine bir şeyler katmalı. Eğer siz kendinizden emirseniz bir şey kaybetmemişsinizdir, size zarar verenler kaybediyorlardır. Her şeyden önce kendi karakterlerinin nasıl bozulduğunu farkında bile değillerdir. Sizlerin onlara en büyük cevabı imkansız olarak gördüklerini yaparak verebileceğiniz cevap olmalıdır. Onlar kader desinler nasip desinler, yanlış zaman desinler, hata desinler ne derseler desinler, sadece kendi büyük gördükleri dünyalarının ve hem de kendilerinin ne kadar küçük olduğunu göreceklerdir. Herkes bir gün yaşattığı acının aynısı ile müjdelensin, bu bir beddua değil. Sadece kendi vicdanları o ellerini koydukları kalpleri bunu onlara yaşatacaktır.