Tanzimatın yarattığı asıl sarsıntı kırsal alanda oldu. İltizam ve angaryanın kaldırılacağı ilan edildiği halde, liberal görüşlü Bab-ı Ali bürokratları, toprakları kontrolünde tutan sınıfa karşı hiçbir tedbir uygulamadılar, hatta arazi rejimini yeniden düzenleyerek toprakta özel mülkiyet rejimini yerleştirmeğe doğru önemli adımlar attılar. Fermanın getirdiği hükümleri hayatlarından kurtuluş olarak görek köylüler, Rumeli ve Anadolu eyaletlerinde ağalara ve yöneticilere karşı yer yer isyan ettiler ve olaylar çıkardılar. Bu olaylar ön planda toprak ağalarına , vakıf mütevellilerine karşı angarya gibi yükümlülüklerini yerine getirmemek, bazı vergilerini vermemek için çıkıyordu. Anadolu'da bazı Hristiyan köyler cizye vergisi vermeyi Rumeli'de bazıları toprak beylerine çalışmayı ve ek vergiler ödemeyi istemediler. Özellikle Rumeli vilayetlerinde bu gibi köylü ayaklanmaları derhal ulusal niteliğe dönüşmekte gecikmediler. 19. yüzyıl ortasında Balkan Slavlarının bulunduğu bölgelerdeki köylü ayaklanmaları nedeni ne olursa olsun, ulusalcı hareketlere dönüşme yeteneğindeydi. Bunun ulusalcılık hareketlerinde yeni bir aşama olduğu açıktır.
Allah’ın niçin bu zulüm ve sömürüye müsaade ettiği sorulabilir. Bu soru, adaletin bu yeryüzü şartlarında tam olarak gerçekleşmesi gerektiği düşüncesinin dışavurumundan başka bir şey değildir. Bu düşünceye göre zulüm ve haksızlık hemen ve şimdi cezalandırılmalıdır, aksi takdirde Allah –hâşâ- haksızlığa göz yumarak bu haksızlığın ortağı olmuş
Reklam
Acâib
Maymunun önüne zehirli yiyecek konsa,derhal bundan huzursuz olur ,kaçar ;duvar ve ağaç gibi yüksek yerlere tırmanırdı.
Bekarlık vergisi geçmişten bu güne ulaşti
Son zamanlarda buna bir de "'nüfusumuzu çoğaltalım, memleketAvrupa seviyesine çıkar" vecizesi katıldı. "Bu vatan yüz milyonu besler!" deiyor ve bu yüz milyona beş on tane çocukla katılmak için derhal icap eden tedbiri almayanlar vatan haini sayılıyor. Cezai mahiyette bekârlık ve çocuk vergileri ile nüfus artmasi sağlanmak isteniyor. Bu vatan yüz milyonu besler, doğru! Ama bugünkü haliyle on seklz milyonu zor besliyor.. Bu da birinci hüküm kadar doğru. Acaba böyle teklifler yapanlar, nüfus artmasi ve azalması gibi şeylerin milletin ekonomik durumu ile simsiki bağlı olduğunu bilmiyorlar mi? Yoksa bilmiyormuş gibi yapmayı daha muvafik buluyorlar?
çünkü hikaye sadece hikaye değil, insanın insanla hemhal olması,insanın insanı dinlemesidir.
Toprak gibi olmak, kusur bulmamak, bulsa da derhal unutmak, zinhar gönül koymamak ; aksine yorgun ve kırgın gönülleri onarmak.
Reklam
338 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.