Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ön sevişmeyi uzatın. Kadınların erkek partnerlerine vermek istedikleri (“yavaş ol”dan sonra) en yaygın ikinci tüyoydu bu. Kadın henüz ıslanmamışsa, penetrasyona başlamak için çok erken demektir. Çünkü kadınların vajinası uyarıldıkça genişler, partnerinize bedeni hazır olmadan girmek, onun için rahatsız edici ya da acı verici olabilir.
Ruh tabiplerinin asli vazifesi, arızalı zihinleri sağaltmak yerine henüz arızalanmamış diğer zihinleri bulaşıcılığı göz ardı edilemez akıl hastalıklarından ve akıl hastalarından korumak ve böylece toplumsal barışı sağlamak olduğu için on yaşından beri bu kapılarda yatıp kalkan Feyza’nın iyileşmenin şöyle bir yakınından dahi geçtiği söylenemezdi. Ne de olsa insan sosyal bir canlıydı ve sürünün vasat istikbali uğruna kafadan noksanları, tırlatmışları, Leyla’ları ve de Mecnun’ları yani delilerin cümlesini, ilaçla uyuşturmak, beyinlerinin iki ayrı lobunu birbirinden ayırmak yahut kafalarına elektrik dayamak icap ederse ahalinin selameti için harekete geçmek elzemdi. Örselenmiş ruhundaki tahribatın bir sonucu olarak kendini kaybeden, zaman yitimleri yaşayan ve hatta bazen kimlik bölünmeleri suretiyle başka başka hüviyetlere bürünen Feyza’ya da sırf hasta diye toplumun huzurunu kaçırması konusunda iltimas geçilemezdi.
Reklam
O gün, onu hısım, akraba hep birden bir eski camiinin avlusundaki küçük bir mezarlığa götürmüşler, orada henüz düzeltilmemiş bir toprak yığını göstererek, annen burada yatıyor demişlerdi. Fakat mümtaz bu mezarı bir türlü benimsememişti. O, zihninde annesini babasının yanına gömdü.
Sayfa 39 - DergahKitabı okuyor
''Henüz hiçbir suçlu görmedim ki, kitlesel bir katliamın sonucunda hapse düşmüş olsun, yahut herhangi bir ülkede, yargı gücünün azınlıkta bıraktığı o insanları, savunurken zindanlara girmiş olsun. Görünen o ki, dünyadaki yargıların büyük bir çoğunluğu insan düşmanı, insanlık düşmanı... parıltılı giysiler, pahalı kombinler, hoş kokular ve insanı yoldan çıkartacak işler değildi, insanların layık olduğu yer... biliyordum, acı çekerek anımsayacağım o gerçek, her zaman bildiğim ve es geçtiğim olmalıydı... neydi, neydi unutmamaya çalışacağım; bir daha hatırıma geldiğinde. Şu anlık hatırladığım tek şey, zaman içerisinde gerçekliğini kafamıza mıhlayarak kaçan... ''Sanki bu zindanlar, suçsuza mesken; suçluya güvenç dağıtan ahlaksız yerlerdi...'' D.p zindan
özgürce yürüyorum özgür olduğumu bile bilmeden, hükmetmiyor henüz bana kendi karanlık maddem.
Sayfa 81
Dışlananlar ( roman-sayfa 8)
_ komiser izin verirseniz evimize girebilir miyiz artık? _ henüz değil, bahçenizde ve evin içinde son bir arama yaptıracağım bekleyin... Karı koca birbirlerine bakarlar...komiser gider...tam bu sırada önce bir helikopter sesi ve sonra gökyüzünden yere kırmızı boya akmaya başlar...bir anda ne olup bittiğini kavrayamayan Jason ve Mary baştan aşağıya kan kırmızı renk alırlar...tabi evleri de aynı renge bürünmüştür...o anda evin içerisinde arama yapan polisler bu kırmızılıktan nasibini almamışlar ve dışarıya çıkıp şaşkın şaşkın etraflarına bakmaktadırlar... Komiser koşarak karı kocanın yanına gelir... _ bu ne demek oluyor? Kim bunlar? Sizden ne istiyorlar? _sanırım gözdağı vermek amaçları! _ kim olabilir peki bir fikriniz var mı Jason? _ hiç bilmiyorum komiser... Mayıs
Hanife Çıta
Hanife Çıta
Reklam
"bu olasılık düşüncelerimde öylesine apaçık canlanıyordu ki aslında henüz pek yakınımda olmadığı halde şimdiden gerçekleşmiş gibi oluyordum."
Sayfa 233 - can yayınları. mayıs, 2024.Kitabı okuyor
Pratik hayatta kolektif müdahaleleri nasıl sınırlandıracağımız, toplumsal denetim ve bireysel özgürlük arasındaki sınırı nereye koyacağımız henüz çözülmemiş bir sorundur
Evvela çocukları izledi Veli Demir. Beyin kıvrımları yeteri kadar gelişmediği için düşünceden ve hatta hislerden bile fazlasıyla uzak davranışlar sergileyen bu patates kafalı yaratıklar insanın bozuk doğasının gözlemlendiği ilk duraklardı. Hayır, aptalca oyunlar oynamaları veya sağa sola koşturmalarını kastetmiyordu. Arzulamanın en ilkel halini
Ortalama insanın bakış açısıyla değerlendirilen her mucize kaçınılmaz olarak müptezelleşir. Zira olağanüstünün kıymetli gözlere ihtiyacı vardır ve istisnalar haricinde insanınkiler fevkaladeyi seçebilmek şöyle dursun ekseriyetle kördür. Çoğu kerameti bir dinin saçtığı adi nurun düzmece parlaklığı altında görmek için hidayete adaymış gibi davransa da konu cennetin ucuz ve zevksiz vaatlerine bağlandığı için yalnızca mide bulandırır. Oysa bir ağacın rüzgarla birlikte sallanan dalları ve kendini oradan oraya atan yapraklarını okumayı bilen biri için her şeyin gizi deşifre edilmiş demektir. Fal da böyle değil midir? Kahve telvesinden yahut da bulutların akıp giderken aldığı şekillerden geleceği okumayı denemiyor mu kimisi? Hatta bazısı kabiliyetinin elverdiği ölçüde bir tolerans payıyla falına baktığı kişinin yedi ceddini asgari düzeyde bir hata ve sapma yaparak okumuyor mu? Yıldızlardan, kumdan, sudan, kemiklerden ve daha nelerden nelerden kehanet çıkarmıyorlar mı? İşte bu görebilmenin ilk adımına niyet edenlerin kendiliğinden gelişen ve hemen hemen hepsinin henüz neyin eteklerinde dolaştığını bilmeden elendiği aşamadır. Görebilmek vasfı bazen soydan gelir. Bazen kahır tarafından bilenir bu hassa... Ama çoğunlukla toplumu terk edenlere müjdelenir.
Reklam
Zira ruhum henüz ferini yitirmedi ... Dayanıklıdır köpek ruhu.
Dakikalar İçinde Atatürk ve Dünyası
Vefat ettiğinde henüz 57 yaşındaydı. Selanik’te “ Ali Rıza oğlu Mustafa “ olarak başlayan hayatı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu, “Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK” olarak nihayete erdi.
Sayfa 640 - Kronik Yayın EviKitabı okudu
"Sadece düzenler var, düzenlerin üstünde düzenler, diğer düzenleri etkileyen düzenler var. Düzenlerin içinde gizlenen düzenler ve düzen içinde düzenler var. Eğer yakından bakarsan, tarihin kendini tekrar etmekten başka bir şey yapmadığını görürsün, diyor. "Kaos dediğimiz şey aslında henüz tanımadığımız düzenlerden ibaret. Tesadüfler henüz çözümleyemediğimiz düzenlerden ibaret. Anlamadığımız şeye saçma diyoruz. Okuyamadığımız şeye laf salatası diyoruz. Özgür irade yok. Değişkenler yok. Sadece kaçınılmaz olan var. Sadece bir gelecek var ve seçme şansımız yok. İşin kötü yanı şudur ki değerli dostum. Gerçek ve acı olan netliği kabul etme idrakine varmak." Hiçbir şeyi kontrol edemiyoruz.
Güzel bir çocukluğun sonsuz özlemi
Hayatın en güzel dönemi bu, diye düşündü yeniden: henüz ufakken, yaşam parlak günlerin basit ve kusursuz bir biçimde art arda gelmesinden ibaretken.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.