İlk öykü denemem :) Yorumlarınız değerlidir benim için
TURUNCU Soğuk bir kış gecesiydi. Doğa; yeni yılı beklemiş gibi biriktirdiği en sert ve soğuk rüzgarını üzerimize fırlatıyor, dişlerimizin gıcırdamasına yetecek kadar donuk bir hava dağıtıyordu. Rüzgarın uğuldayışı boşlukta süzülüp aceleyle yüzümü yalayarak geçiyor ve sırasını sonraki hava akımına bırakıyordu. Oldum olası bu sert ve kuru havadan
Bir Mektup Denemesi.
Sevgili R 'ye ... Bugün şehirden ayrılalı bir hayli zaman oluyor sevgili R. Dinlenmek için geldiğim bu eski köyde havalar iyice soğuyor. Sabahları penceremin camına gelen misafirlerim, serçeler de son günlerde uğramaz oldu. Şehir gibi değil burası, akşamlar sandığımdan daha erken iniyor. Saat sekiz oldu mu birer birer sönüyor lambalar ve
Reklam
Aynı şeyler
İnsan ruhu öyle bir muamma ki her hüzün veya sevinçte gidip çıkarır sandıktan aynı şarkıları. Belki aynı güvenli duygu çemberinin içinde dönmenin rahatlığını arar. Belkide hep aynı ipe tutunarak dalıyoruz karanlığa Aynı ipe tutunarak buluyoruz aydınlığı. S U youtu.be/zPaHPz3-9dk?si=...
Acemborulu ev
Araba yavaşlayarak her ay aynı gün durduğu çıkmaz sokağın başında durdu. Arka sağ koltukta oturduğu için tam sokağın girişini gören camını aşağıya kadar indirdi ve dökülmekte olan eski eve baktı. "Devam edebiliriz Kemal..." "Önümüzdeki ay son imza için de görüşeceğiz hanımefendi, sonuncusu aslında biraz haddinden fazla para istediği
deli hamile kız ve fıstık
alternatif bir barda gördüm onu, bırak hadi boş ver; bok gibi bir rock barda. vardır ya sifondan sulu, ucuz bira içilen barlar onda işte. keyifsiz ve leş gibiydim, bekar ve mutsuz kadın triplerinde kafayı bulup belki aradığım ilgiyi de bulacaktım. evet aslında sadece ilgi aramaya gitmiştim oraya! bu yazı düpdürüst bir yazı olacak çünkü onu
Şu an bolkanda karanlığın derinliklerini incelerken geceyle ilgili hiçbir fikrimin doğru düzgün olmadığını bir şey bilmediğimi farkettim. Gecenin bu vakti hafif esen rüzgarın burnuma getirdiği lağım kokusuyla ve ruhsal sancı ve onun da sanrısıyla başa çıkmaya çalışıyorum. Çıkabilir miyim? Bilinmez. Ama burnumun direğine kadar inen kokuyu o kadar da dert etmediğimi biliyordum. Neyse ki bu gecenin tek bilmeyeni ben değilim. Babam da eşlik ediyor bilmeme konusunda tabii o uykusunda ama. Mesela bugün yüzüme tükürürcesine uzattığı iki cevizden aldığım tadı hayatımda yediğim hiçbir cevizden alamadığımı bilmiyordu. Cevizin gerçek tadı mıydı bu yoksa bana mı hep küflenmiş ceviz denk gelmişti? Bi karışıklık var neyse ki bilmiyorum rahat mıyım? Oldukça. Şimdi diyeceksiniz ki ya da der misiniz bilmiyorum ama; hem sancı o bu şu diyorsun hem de rahatım diyorsun böyle şey olur mu ? Evet, olur dostlarım. İnsanoğlu nasıl bir varlık hala çözebilmiş değilim ama kendim de çözmüş olduğum bir şey var elbet. Bu işin sırrı alışmak. Alışmaktan memnun muyum? Bu da muamma. Kolay değil ama baştan söyleyeyim sonra uyarmadı demeyin. Çünkü kötüye alışmak iyiye alışmaktan kat be kat zordur. Bu arada kokunun nereden geldiğini hâlâ bilmiyorum.
Reklam
kışlar, düşler ve badem ağacı
Şiirlere, şarkılara, tablolara ve mitolojiye konu olan badem ağacı… 🍂Mitolojide, bir aşk hikayesi badem ağacı. Demophon’u bekleyen, ancak umutsuzluğuna yenik düşen Phyllis’in bir kış günü intiharından sonra bedeninin badem ağacına dönüştürülmesi… Demophon’un, sonunda döndüğünde, Phyllis yerine, onu çiçekleriyle karşılayan badem ağacını bulması.
~Ailem beni neden sevmiyor~
~Kısa hikaye~ [Tamamen kurgudur] Annem, babam ve küçük kız kardeşimle beraber küçük bir evde yaşıyorum. Annem ve babamın, kardeşimle benim aramda koyduğu mesafeyi görebiliyorum. Onu benden daha çok sevdikleri apaçık ortada. Benimle ilgilenmez hatta konuşmazlar bile. Bu durum kardeşim doğduğundan beridir mevcut. Gece eve gelmezsem umurlarında
EDEB YÂHU Rahmet Arabca bir kelimedir, (r) (h) (m) ve okunuşa göre (h) sesi de veren yuvarlak (t) den oluşur; iyilik ve nimet anlamına gelir. Zahmet de Arabca bir kelimedir, (z) (h) (m) ve yuvarlak (t) den oluşur, zora düşürmek ve güçlük çektirmek anlamına gelir. Arab harfleriyle yazılan rahmetin (r)si üzerine bi sinek gelir de pislerse
Kahve dahi bir kitaptır esasında.
Kahve yapınca ilk defa kitaplı bi fotoğraf çekeyim dedim, kitaphanem ile çektim. Tuhaf geldi ve de oldu. Bilmem... Ben hep kahvenin kokusunu Çayın sıcaklığını Çiçeğin ışıltısını Gökyüzünün berraklığını Denizin mavisini Ve daha nicesini, okumak ile kazıdım zihnime. Sonra baktım, daha doğrusu gördüm; görebildim Çimenin yeşilini Bulutun beyazını Yağmurun kokusunu Baharın rengini ... Velhasılı kelâm, Yeni moda olan; " Benim de ....'lı fotoğrafım olmasın mı?" ifadesine kendinizi kaptırmayın. Kendinizi, ben de şu kitabı okumuş olmayayım mı; şu kitaptan ben de nasiplenmeyeyim mi niyetine kapılın. Hepimiz kapılalalım. (Rabbim ilmi ile ilimlenmeyi ve ilmimiz işe amel edebilmeyinasip etsin, amin ecmain.) Bu durumda ben buna kendimi kaptırmış mı oldum muamma. Niyetim belli idi aslında Kitaplara; Düşlerini yaşatmak İçindeki kokuyu yansıtmak Bir yağmur ferahlığı aşılamak.
84 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.