Bunun için mi sıkılıyor,uykusu kaçıyordu ? 'Gökçen senin neyin ' diye kendi kendine sordu. Hiç...Yabancı bir kız,bir çoban kızı...Bu bunalma Gökçen için olamazdı. Deli Kurt gönlünün içinden fışkıran ateşi söndürmeye çalışarak bir sebep bulmaya uğraşıyordu. Acaba kızın gözlerini görmeden döneceği için mi üzgündü ? Gözlerinin önünden hep Yassı Tepe geçiyordu. Yeşillikle koyunlar...Tadına doyum olmayan o kaval sesi...Sonra Gökçen'in sorusu : 'Neden geç kaldın ?'
Bu yüzden bilimin gelişmiş olduğu her yerde din yok olmuştur. Zihnin bilimsel yollarda düşünmek ve yapmak üzere eğitildiği bir yerde din öylece ölüp gider; zihnin çiçekleri orada açmaz artık. Bilimsel zihnin toprağında, dinin tohumunun büyümesine izin vermeyen, onu öldüren bir zehir vardır. Nedir bu zehir? Bilim varoluşun sırrını çözmeye
Reklam
Bu güzel metaforların şifresini kendi başına çöz; derinlemesine düşün onlar hakkında. Bu yüzden hikayeler üzerinden konuşuyorum. Onlar üzerinden hiç kimse konuşmamıştı. Niçin ben bu küçük hikayeler üzerinden konuşuyorum? -sadece nasıl düşüneceğine dair sana birkaç ipucu vermek için. Bunlar bu hikayeler üzerine yapılan yorumlar değiller; ben bir
9. BÖLÜM SONSUZ SABIR Bir zamanlar cennet meyvesini işitmiş olan bir kadın vardı. Ona tamah etti. Adına Sabar diyeceğimiz bir dervişe sordu, “Bu meyveyi nasıl bulabilirim ki böylece mevcut bilgiye erebileyim? “Sana verebileceğim en iyi tavsiye benimle çalışman olur,” dedi derviş. “Fakat böyle yapmazsan, kararlı bir şekilde ve bazen yerinde
Sınıfta çıt yoktu. Korkulu öğretmenin sorusu bekleniyor. Bir kız öğrenci fenalaşıyor. Bir başkası defterinden yırttığı sayfayı kemiriyor. Soru geliyor: "Size soru sorma şansı versem bana ne sorardınız?" Fenalaşmış kızın sıra arkadaşı,"Öğretmediğinizde ne yaptığınızı sormak isterdim ben şahsen." diyor. "Elleriniz neden hep arkanızda diye sorardım." diyor güç duyulur bir ses. "Sizden neden korkuyoruz?" diye soruyor iriyarı çocuk. "Bu kadar yeter. Şimdi sıra bende," diyor öğretmen. "Hayır," diyor öğrenciler, "Bugün sıra bizim. Biz soracağız." Fenalaşmış kız sorma şansını yakalayamıyor.
Sayfa 61 - Notos KitapKitabı okudu
Özgür düşüncenin sözcüleri, kimi ülkelerin yönetimini ellerinde tutanlarca ezildiler, susturuldular, öldürüldüler. Gerçi, geri kalmış toplumlar dışında din ile bilim savaşı geçmiş yüzyıllardaki gibi açıktan açığa bir savaş değiş artık. Ama birtakım ülkelerde din adına, baskı, işkence, öldürme olanca hızıyla sürüyor. Ülkeleri yönetenler, kendi politik ya da ekonomik adaletsizliklerini, Tanrı'nın kendileriyle birlikte olduğunu söyleyerek savunuyor, yığınları böylece kandırmayı başarıyorlar da. Yeryüzünde kimi ülkelerde, ulu Tanrı'ca gönderildiği kuruntusu besleyen devlet başkanları, politik partiler, önderler bile var. (...) Bilimsel kuşkunun temeli olan "neden?" sorusu ile yaratıcı özgür araştırmanın yön verdiği kafalar, hoşgörüsüz bir baskı yönetimine aykırı düşebilir, düşmek zorundadır. Din adına, Tanrı adına, "maneviyat" denilen soyut kavram adına, yığınların duyguları kolayca kışkırtılabilir, ilkel bir dayanışma ya da saldırı yönünde örgütlenebilir. Ama bağnazlığı ülkü edinmek, yığınların bilimin doğrularıyla aydınlanmasını geciktirmek, belli bir dönemin yöneticilerine çıkar sağlasa da, bilimsel düşüncenin önemini yok edememiştir. Bilimsel doğru dokuz köyden kovulsa bile, bir gün on köyü birden aydınlatır. İnsanlık tarihinde hep görüldüğü gibi.
Sayfa 9 - 10 / Akşit Göktürk, Üçüncü Basım İçin, 1981Kitabı okudu
Reklam
137 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.