“Erkeğin aşkı, doyum bul­duğu andan itibaren belirgin bir biçimde azalır: Hemen hemen bütün öteki kadınlar onu, sahip olmuş olduğu kadından daha faz­la çekerler: Erkek değişiklik özler. Kadının aşkı ise, özellikle o andan sonra artmaya başlar. Bu, türü koruyup onun varlığını sür­dürmeye bu bakımdan da olabildiğince fazla çoğalmaya yönelik doğanın amacının bir so­nucudur. Bildiğimiz gibi erkek, kendisine ye­terince kadın sunulduğu takdirde, kolayca yılda yüz çocuk meydana getirebilir: kadın ise, istediği kadar çok erkeğe sahip olsun, ikiz ihtimalini hesaba katmazsak, yılda sadece bir çocuk dünyaya getirebilir. Bu nedenle erkeğin gözü hep başka kadınlardadır; kadın ise buna karşılık tek bir erkeğe sımsıkı sarı­lır: Çünkü doğa onu içgüdüleri gereği ve hiç düşünmeden, gelecekteki doğumun besleyicisi ve koruyucusunu yanında tutup korumaya sürükler. Bundan ötürü erkeğin eşine sadakati yapaydır, kadınınki doğaldır; dola­yısıyla da, kadının ihaneti, nesnel olarak, so­nuçları bakımından olduğu kadar, öznel ola­rak doğaya aykırılığı bakımından da erkeğinkinden çok daha az bağışlanabilir bir ihanet­tir.”
Sayfa 38 - Bordo Siyah YayınlarıKitabı okudu
... Şems-i Tebrizi tıpkı Mevlana Celaleddin-i Rumi gibi, İslam Peygamberi Hazreti Muhammed Mustafa’ ya sonsuz bir sevgi ve saygı duymaktaydı. Mevlana bu sevgisini ifade etmek için şöyle demişti: “ Canım bedenimde oldukça Kuranın kuluyum. Seçil­miş Muhammed'in yolunun toprağıyım. Birisi sözlerim­den, bundan başka bir söz naklederse, o nakledenden de rahatsız olurum, bu naklettiği sözden de.” ...
Reklam
Bir an önce kınadıkları Nermiye'yi şimdi hep birden mesut buluyorlardı. Şu insanlar ne tuhaflar; başkalarının saadetlerini görerek kendilerini bundan mahrum buldukları için mi acaba, bu kınama ve ayıplamaları haset ve hırçınlıklarından mıdır?
" Biliyor musun, seni tanıyana kadar hep sakladım kanatlarımı. Birilerinin kırmasından korktum. Ama bundan sonra ayaklarımın yerden kesilmesi beni hiç ürkütmüyor. Çünkü artık güvendiğim biri var. Sen varsın..." dedim.
Hiçbirini yapmak zorunda değilim.
İster yazarım, ister çizerim. Yani benim hayatımdaki en özgür parça bu günlük Kimse bana "neden çizdin, neden şiir yazdın" diyemez. Bundan evvel hep sıkıcıydı. Artık okuyanlar okurken sıkılmayacak, aksine daha çok okumak isteyecek. Evvelden askeri okul gibi yazılar hep satırdan dümdüz gidiyordu. Satır başıydı virgüldü noktaydı. Hiçbirini yapmak zorunda değilim.
Hep aynı konudaki faydasız arayışlar ve konuşmalar insanların zamanın en değerli bölümünü dolduruyor ve gücünün en büyük kısmını tüketiyordu. Ve sonunda geriye değersiz, önemsiz, kısa ve rezil bir hayat kalıyordu ve bundan hiç kaçış yoktu. Sanki insan hapishanede veya tımarhanedeymiş gibi.
BZ Yayın
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.