Ah hayatım! bunu dilemek için artık çok geçti. Büyüdü, büyüdü ve çok geçmeden yere diz çökmek zorunda kaldı; Bir sonraki anda bunun için yeterli yer kalmamıştı, bu yüzden bir dirseğini kapıya dayayıp diğer kolunu da başının altına koyarak uzandı. Hâlâ büyüyordu ve son çare olarak bir kolunu pencereden dışarı, bir ayağını da bacadan yukarıya uzattı ve kendi kendine şöyle dedi: "Ne olursa olsun artık daha fazlasını yapamam. Bana ne olacak?” Şans eseri Alice için sihirli şişe artık tam etkisini göstermişti ve büyümesi durmuştu. Ama bu çok rahatsız ediciydi ve bir daha odadan çıkma şansı olmadığından doğal olarak çok mutsuzdu. "Evdeyken çok daha iyiydi" diye düşündü zavallı Alice, "sürekli büyüyüp küçülmediğin, fareler ve tavşanların sana patronluk taslamadığı bir yerdi. Neredeyse keşke tavşan deliğinden aşağı inmeseydim diyecektim - ama - ama, çok tuhaf, bu tür bir hayat! Bana gerçekte ne olduğunu bilmek istiyorum! Peri masallarını okuduğumda hep böyle bir şeyin asla olmayacağını düşünürdüm ama şimdi bir masalın tam ortasındayım! Bir kitap benim tarafımdan yazılmalıdır ve büyüdüğümde bir tane yazmak isterim - ama artık büyüğüm," diye devam etti üzüntüyle, "en azından burada büyüyecek yerim kalmadı." “Ama” diye düşündü Alice, “hiçbir zaman şimdi olduğumdan daha yaşlanmayacak mıyım? Bu bir teselli - asla yaşlı bir kadın olmamak - ama yine de - her zaman öğrenecek görevlerin olması! Ah, bundan hoşlanmazdım!”
İnsan harabe ve mezar görmekten niçin hüzün duyar? Mamurelerin istikballerini gördüğü için değil mi? Ömrün sonu, cihanın nasibi bundan başka bir şey mi? Hep harap olmak için yaşamıyor muyuz?
Reklam
Stefan Zweig
Fakat kim ... Evet, şimdi,bundan sonra kim yaş günlerinde sana hep beyaz güller yolayacak? İlk ve son ricam... Sevgilim Sana teşekkür ederim... Seni seviyorum,seni seviyorum... Elveda.
Sayfa 54 - İş Bankası yayınlarıKitabı okudu
"Sen delisin, Alice ve bazen hayal dünyasında yaşıyorsun. Günlük hayatta daha güzel ve daha tuhaf olan şeyleri seviyorsun. Ve bu aynı zamanda benim hayatımı daha da rüya gibi yaptığın anlamına geliyor. Daha heyecanlı ve beklenmedik. Sen etrafımdayken hayatım hep cıvıl cıvıl. Ve seni değiştirmek istemiyorum. Bundan kaçmanı da istemiyorum. Sana, senin bana hissettirdiğin gibi hissettirmek istiyorum. Seni mutlu etmek istiyorum."
Sayfa 299Kitabı okudu
Biz her şeye, esirgeyen ve bağışlayan, çokça esirgeyen ve çokça bağışlayan, hep esirgeyen ve hep bağışlayan rabbin adıyla başlayan adamlarız anna. büyücülerin, haramilerin, borsacıların, reklamcıların, korsanların, işgalcilerin, bankacıların elinden kurtulmamız da bundan. sanayi devriminde bile, karanlık, rutubetli, çok bağırışlı, çok nefessiz,
Sayfa 12
Bundan çok çok uzun zaman önce ,kendimi mutlu hissettiğim saatti bu.o zamanlar hafif , düşsüz bir uyku bellerdi hep beni.oysa şimdi bazı şeyler değişmişti.
Sayfa 89
Reklam
Günbegün
Benim mezarlarımda ölü yok; Hep yaşamış olanlar var.. Anılarımda bir yer Dinmeksizin acıyor, Günbegün, Bundan. Güldüğümü görenler Bana bakıyor, Görüyorum.. Ağlasam geçer, Biliyorum.. Ağlanmıyor.
Sayfa 424
Günbegün Benim mezarlarımda ölü yok; Hep yaşamış olanlar var… Anılarımda bir yer Bilmeksizin acıyor, Günbegün, Bundan. Güldüğümü görenler Bana bakıyor, Görüyorum… Ağlasam geçer, Biliyorum… Ağlanmıyor.
"Hep aynı kapanı kuruyorum." dedi kız usulca. "Sen sohbet etmeyi arzuluyordun. Ayının gülmek için içi gidiyordu. Gri kurt, müziğe hasretti. Yabandomuzuysa dertleşmek istiyordu. Bunun adı yalnızlık kapanı, bundan hiçbirimiz kaçamayız. Ben bile..."
Sayfa 489Kitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.