"Başka diyarlara, başka denizlere giderim, dedin. Bundan daha iyi bir kent vardır bir yerde nasıl olsa. Sanki bir hükümle yazgılanmış bir çabam; ve yüreğim sanki bir ceset gibi gömülmüş oraya. Daha ne kadar çürüyüp yıkılacak böyle aklım? Nereye çevirsem gözlerimi, nereye baksam burada gördüğüm kara yıkıntılarıdır hayatımın yalnızca yıllar yılı yıktığım ve heder ettiğim hayatımın." Yeni ülkeler bulamayacaksın, bulamayacaksın yeni denizler. Hep peşinde, izleyecek durmadan seni kent. Dolaşacaksın aynı sokaklarda. Ve aynı mahallede yaşlanacaksın ve burada, bu aynı evde ağaracak aklaşacak saçların. Hep aynı kente varacaksın. Bir başka kent bekleme sakın, ne bir gemi var, ne de bir yol sana. Nasıl heder ettiysen hayatını bu köşecikte, yıktın onu, işte yok ettin onu tüm yeryüzünde. Constantino KAVAFİS
Konstantinos Kavafis
Konstantinos Kavafis
Kudüs hakkında...
Yine geldi aklıma kustalların en özgürü ve en mahzunu. Nedir ki özgür olmak? Caddelerinde ve sokaklarında serbest adımlar atmak mı? Yoksa gökyüzüne yakınca yaşamak mı? Hatta yok sayıldıkça daha da var olmak mı... Sahi var olmak için ölmek, özgürce yaşamak için esir olmak.. Ve dahi örnekler gözümde sadece Kudüs'ü anımsatır.Küdüs ki acıların ev sahibi,yanlızlığın başkenti... Ah yıllarca sokaklarında helal pazarlıklar, güzel dostluklar yaşanmasını bekleyen ve anne gözyaşlarının yağmura karıştığı günlerde caddelerine acının yansıdığı kadim şehir. Anne demişken gerçek şudurki dünya aklınca kimsenin anne olmak istemeyeceği ancak acı tahtının en üstünde, evladına kavuşmak isteyen annelerin oturduğu yerde, dil susar acı anlatır kendini, işte dava burada başlar bu davaya er yetiştiren annelerin yüreği burada kavrulmaya başlar. Başı hep öne eğik annelerin şânı da bu değilimdir? Kudüs'ün temellerine temel katan bu değil midir?Bundan güç alarak "Gel anne ol çünkü anne bir çocuktan bir Kudüs yapar." diyen Pakdilin de yürek sancısı ve tutkusudur bu. Hakkında ne söylenirse söylensin bugün Kudüs yüreği, dua makamında ninnilerle yetiştirilen ve sevdası olmayanın davası olmazmış fısıltısına ayak uyduran yorgun gövdeli çocukların içinde çarpar durur. Onlar farklıdır çünkü kıymeti çocukluğa değil mukkades olana verirler.Dar sokaklı yollarında soluksuz koşar, koşarda yorulmazlar. Zehra Bayram
Reklam
Eski albümleri karıştırırken, saça takılan yapma güller gibi, dudaklarımızın bir kenarına iliştirilen tebessümler hep acı vermiştir bana. Gülümsemek insanlara yakışır elbet. Bundan neden mi acı duyuyorum? Çünkü insanlar gerçek hayatlarında birbirlerine çok az gülümsüyorlar.
Posta Kutusundaki Mızıka
Posta Kutusundaki Mızıka
Parasız pulsuzum Bilmiyorum neden böyle mutsuzum Bundan sonra bazı konularda umutsuzum Artık yolu olmayan bir yolsuzum Duyguların içinde mantık arıyorum Bir yerden sonra hep aynı yerde kayboluyorum Sanki demir attım bir yere kıpıldayamıyorum Durduğum yerden bir şeylerin değişmesini bekliyorum Zoru görmeyen bilir mi değerini Yaşamın ya ne olduğunu bilmiyor ya da nedenini Susma söyle ederini İçinden at artık şu kederini Böylece herkes görsün senin kalbindeki saf sevgini Ya da görmesin üzerler sonra seni Saflığı, temizliği enayilik görüyorlar Onlar için kalp saflığı bir kara delik uzayın içindeki Bir gün ödeyecekler bunun bedelini O zaman anlayacaklar saflığın, dürüstlüğün değerini İş işten geçmiş olacak artık onların hayatı olacak zemheri Sen ise yokuşları çıkmış olacaksın hayatındaki Artık senin hayatında her şey yokuş aşağı olacak yokuştan salacaksın kendini İşte o zaman güneş bir başka doğacak diyecek hoş geldin güzel insan uzun zamandır bekliyordum seni Tadına varacaksın, yaşayacaksın hak ettiğini Ve diyeceksin ki iyi ki dönmemişim bu yoldan geri...
DERE TEPE DÜMDÜZ; KENDİ YOLUMA …
🎵 Gün benim günüm hiç bi engelim yok bu kez önümde, Az düşünmedim çok üzülmedim yaş da yok gözümde. Ayrılık ya bu zor biraz, ama geçer günün birinde, Sensiz olmaya razıyım bırak bitsin bittiyse Kalmam seninle, karar verdim gitmeye! 🎵 Bundan böyle hep yek hep tek başıma, Dere tepe dümdüz kendi yoluma; Yalnız kaldım sanma koca dünya yanımda; Bundan böyle aşkım mevlamdır; kanmam yalana, Dizginsiz aklım belalımdır; almam yanıma. (NAKARAT) 🎵 Gün gelir geçer, ay biraz durur, yıllarım cebimde, Az direnmedim çok gücenmedim hırs da yok içimde. Hürriyet ya bu zor biraz, ama güzel yeri gelince, Yardan olmaya razıyım, bırak bitsin bittiyse Durmam yerimde; karar verdim gitmeye. 🎵 (NAKARAT) [ 👨‍🎤 Özlem Tekin; HEP YEK, şarkısı; 2002]
Nietzsche'nin sevgilisi Salome'ye yazdığı mektup'tan: "Öyle bir hayat yaşıyorum ki, Cenneti de gördüm cehennemi de. Öyle bir aşk yaşadım ki, Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de. Bazıları seyrederken hayatı en önden, Kendime bir sahne buldum oynadım. Öyle bir rol vermişler ki, Okudum, okudum, anlamadım. Kendi kendime konuştum bazen evimde, Hem kızdım, hem güldüm halime. Sonra dedim ki 'Söz ver kendine.' Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin. Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin. Uçmayı seviyorsan düşmeyi de bileceksin. Korkarak yaşıyorsan sadece hayatı seyredersin. Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım. Öyle çok değerliymiş ki zaman, Hep acele etmem bundan, anladım…"
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.