336 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
kitaba başladığımda ilk hızlı okudum , merak uyandırıcı ara ara geren bir kitap, fakat ortalarına doğru biraz yavaşladım, kitap kendini tekrar ediyormuş gibi geldi, doğum olayından sonrasında ise bir solukta bitirdim diyebilir,m. Gizem olsun polisiye merak uyandırıcı olsun kitapları hep sevmişimdir o yüzden keyifli bir okuma oldu benim için, yer yer gerildim, bir ara odamdaki sessizlikten rahatsız oldum kitabı okurken, duygu konusunda beni içine almayı başaran bir kitap oldu, uzun zamandır stephen king'in kitaplarından başka kitaplarda gerilim hissini alamıyordum fakat kitabı Sinirli bir biçimde bitirdim çünkü sonu kafamdaki soru işaretleri ile bitti ve bu soru işaretleri okuyuca bırakılcak türden değildi, dışarıdaki isimsizler neydi, bundan sonra ne olacaktı, Gray'e noldu vs.. hemen kitabın ikincisini araştırdım fakat yokmuş bunun için üzüldüm, umarım malerman ikincisini yazmaya cesaret eder.
Kafes
KafesJosh Malerman · İthaki Yayınları · 201813,1bin okunma
Fakat kim... evet, şimdi, bundan sonra kim yaş günlerinde sana hep beyaz güller yollayacak?
Reklam
189 syf.
5/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Hep ölümle geçen bir ömür. Bundan en çok etkilenen tabi ki çocuklar.. En çokta henüz küçük yaşta evlenmeye mecbur edilmiş çocuklar.. Küçük yaşta kuma olan bir kız..
Çocuk Gelin
Çocuk GelinAyşenur Yazıcı · Nemesis Kitap · 201117 okunma
Ada ekledi. "Adem'in yasak meyve ağacı bu olsa gerek. Mülkiyet çıktığından beri bir olmaktan uzaklaştık. Artık sen ve ben var." "Tevrat'a göre Adem'in oğullarından Kayin çiftçiydi, Habil ise çoban. Kayin, Tanrı'ya toprağından, Habil de hayvanlarından sunmuştu. Tanrı, çoban Habil'in hediyesini kabul edince çiftçi Kayin kıskançlıktan deliye dönüp kardeşini öldürmüştü. Tanrı bundan sonra onu oradan oraya sürdü. Kayin çobanı öldürdü ama huzurunu feda etti. Bazıları Kayin'in çocukları olunca bir şehir kurduğunu, burasının Urfa olduğunu söyler. Belki de doğrudur." Ada, "Belki insanı cennet bahçesinden kovduran yılan, tarım devriyle başlayan evrenden kopuşumuz anlamına geliyordur. Toprağa bağlandıkça ondan koptuk," deyip devam etti. "Bu çok büyük bir ikilem. Hayatta kalmak için doğayla mücadele etmemiz gerekiyordu, ancak mücadele ettiğimiz şey de hayat damarımızdı. Bu, büyürken kendi kişiliğimizi kazanmak adına anne babamızla çatışmamıza benziyor. En derinden bağlı olduğumuz parçamız oldukları halde onları aşmadan büyümüyoruz. Nerede duracağımızı bilmezsek de hepimiz zarar görüyoruz. Oysaki tapınaklardaki dikilitaşların hatırlattığı irademiz hep içimizde."
Bakele
*** Benim babaannemdi, ama bütün köyün, annemgilin ve dedemin dediği gibi Bakele derdim ben de ona. Dedeme ise dede. Dedem, babamın anneme davrandığından daha iyi davranırdı Bakele'ye. "Sen yorulma, ineği ben sağarım." Gider sağardı. "Su vereyim mi Bakele?" Verirdi. Bazı geceler çok soğuk olurdu yayla, "Dur
Mit biçiminde olmadıkça, geçmiş ve Tarih'e inanmaya karşı umutsuz bir direncimiz olduğunu düşünüyorum. Bu dirence ilk kez Fotoğraf bir son verebiliyor: bundan sonra geçmiş şimdiki za­man kadar, kağıt üzerinde gördüğümüz ise elle dokunduğumuz kadar kesindir. Dünya tarihini ikiye bölen -hep söylendiği gibi si­nemanın değil- Fotoğraf'ın ortaya çıkışıdır.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.