iniyorum maktul minarelerden taraçadan, bahçeden ilk tanıyı bulanların indikleri her yerden ilk tanıyı bulandıran bir vaşakla birlikte
Sabahattin Ali
HEP GENÇ KALACAĞIM Eşi Aliye’ye gönderdiği bir mektupta “İhtiyarlığımda çekilmez bir adam olacağım hakkındaki iltifatına teşekkür ederim. Ama bu tahminin doğru çıkmayacak sanırım. Çünkü ihtiyarlayacağımı kim söyledi. Hep genç kalacağım” diye yazmıştır yıllar önce. Öyle de olur. Hep genç kalır Sabahattin Ali. 42 yaşında “milli duygularım galeyana geldi” diyen biri tarafından başına defalarca vurularak öldürülür. Çünkü zor şeydir namuslu olmak, düzene uymak, haksızlık karşısında sessiz kalıp suça ortak olmak. Hem ne zor şeydir. Cumhuriyet’in köylüsünü, taşralısını, kentlisini, dağlarını, Kamyon’larını, Değirmen’lerini, Sırça Köşk’lerini, Yusuf’larını yazmak zor şeydir. “Hep açlardan, dertlilerden, gece izmarit toplayan serseri çocuklardan, bir karış toprak, bir bakraç su için birbirlerini öldürenlerden; cezaevlerinde ruhları kemirile kemirile eriyip gidenlerden; doktor bulamayanlardan; hakkını alamayanlardan başka yazacak şeyler, iyi güzel şeyler kalmadı mı? Niçin yazılarındaki bütün insanların benzi soluk, yüreği kederli? Bu memlekette yüzü gülen, bahtiyar insan yok mu?” YOKTUR…
Reklam
İçi boş bir zaman acıtır
Hep yarın daha güzel olur umudu, günü yaşatmadı adam akıllı bana İlerde bekleyen tonlarca mutluluk var sandım, bu gün olmadı yarın, sonra yine, sonra yine yarın.... Hiç bitmedi Baktım ki ömür harcanıp gidiyor Nenem rahmetliye sormuştum, Nene:ne anladın bu hayattan diye! Hıım bende hep genç hep sağlıklı kalacağım sanmıştım dedi iç çekerek, mümkün olsa da gençlikten bir parça ayırabilseydim demişti. Olmuyor işte, zaman durmuyor Bak bu satırları yazarken dahi 2dk geçip gitti
Sabahattin Ali 2 Nisan 1948
anadolu'yu gerçekçi bir bakış açısıyla işleyen ve pek çok alanda eser veren türk edebiyatının en değerli isimlerindendir. sabahattin ali ilk öyküsünden son şiirine kadar sevgiyi, insanca bir yaşamı, sosyal sorunları, iletişimsizliği ve yalnızlığı ele alarak neredeyse yeryüzünün tüm duygularına ses olmuştur. yazılarında sade ve yalın bir
Her çocuk okul sıralarına oturduğu andan itibaren aynı sorulara maruz kalır: Büyüyünce ne olacaksın, ne okuyacaksın? Daha yemeklerini bile hazırlamayı bilmeyen bu çocuklardan ülke için kendilerini hazırlamaları beklenir. Çalışacak, çok okuyacak; mesleğini eline alacak. Sonra bir ev ve orta hâlli bir araba almak için ömrü boyunca asgari ücretle, kredilerle, ev ekonomisiyle uğraşacaklardı. Bense tüm bu çocukların arasında bana da yöneltilen sorulara onların verdiği türde cevap arardım: Doktor mu olacaktım, yoksa avukat mı? Onların istediği cevaplar bunlardı. Kendimi ilerde ne olarak görüyorum diye düşünürdüm. Yirmilerimde, otuzumda, kırkımda... Göremiyordum, karanlıktı. Yaşamak ve büyümek imkansız geliyordu. Büyümeyeceğime emindim. Bu emin oluşu yıllar geçerken unuttum, kendimi o sorulara verilen kalıplara kaptırdım. Her geçen saniyeyle o karanlığa yaklaştığımı unuttum. Bir gün o simsiyah sonsuz boşluk beni yutacak, pek yakında olduğunu hissediyorum. Düşlerim kırılmayacak zira ta ellerim ışık düğmesine yetişemediği vakitlerde bu hakikati idrak etmiştim. Ellerim artık tüm düğmelere yetişse de kendi geleceğimin ışıklarını hiçbir zaman yakamayacağım. Karanlığa hapsolduğumda hep genç kalacağım. 06.01.24
Saçmalık
Hep Genç Kalacağım
Hep Genç Kalacağım
Kitap fuarında görünce heyecanla almıştım ama okurken çok zorlandım çünkü kitaptaki mektupların çok büyük bir kısmı Sabahattin Ali'ye gelen mektuplar, haliyle yazarı Sabahattin Ali denemez her şeyden önce kitap için, ayrıca edebi anlamda zayıf olan, çoğu öylesine yazılmış mektuplar. Ne var ki, Sabahattin Ali'yi gerçekten seviyorsanız, bilhassa özel hayatını merak ediyorsanız okunabilir belki ama edebi keyif için önce romanları ve öyküleri okunmalı yazarın.
133 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.