Sorumluluk sadece bir kelime, ak pak insan etini kara toprak haline sokan bir kimya formülü değildir ki! Biz, insanlan boş bir kelime uğruna ölüme bırakamayız ki Sorumluluğu da bir yere teslim etmek gerekir. Ölüler cevap vermez. Gelgelelim, yaşayanlar, yaşayanlar soruyorlar. Her gece soruyorlar, Binbaşım.Yatağımda uyanmış yatarken geliyor ve soruyorlar. Kadınlar, Binbaşım, yaslı üzgün kadınlar. Ağarmış saçları, katı çatlak elleriyle yaşlı kadınlar. lssız, özlemli gözleriyle genç kadınlar. Çocuklar, Binbaşım, çocuklar, pek çok küçük çocuk. Karanlıkların içinden sesleniyorlar: Beckmann Çavuş, babam nerede, Beckmann Çavuş? Beckmann Çavuş, kocamı ne yaptınız? Beckmann Çavuş, oğlum nerede, ağabeyim nerede, Beckmann Çavuş, nişanlım nerede, Beckmann Çavuş? Beckmann Çavuş, nerede? Nerede? Nerede? Ortalık ağarana kadar hep böyle fısıldaşıyorlar. Yalnız on bir kadın, Binbaşım, benimkilerin sayısı yalnız on bir. Ya sizinkiler ne kadar, Binbaşım Bin mi? İki bin mi? İyi uyuyor musunuz, Binbaşım? İki bine ek olarak şu benim on bir kişinin sorumluluğunu da size verirsem ne kaybedersiniz ki! Uyuyabiliyor musunuz, Binbaşım? Geceleri iki bin hayaletle Uyumayı bırakın, yaşayabiliyor musunuz, haykırmadan bir dakika yaşayabiliyor musunuz? Binbaşım, Binbaşım, geceleri iyi uyuyor musunuz? Evet mi? O halde sizin için mesele yok, o halde eh ben de uyuyabilirim, eğer lütfeder de sorumluluğu geri alırsanız. O zaman nihayet gönlüm rahat uyuyabilirim belki. Gönül rahatı, budur mesele, evet, gönül rahatı, Binbaşım! Ondan sonra: uyumak! Allahım!
Sayfa 61
Yazı masamı temizledim bu sabah. Çekmeceleri ters çevirip silkeledim, ıslak bezle adamakıllı sildim içlerini. Temiz, düzenli bir masa istiyorum, her şey yerli yerinde olsun. Babam yazı masasına ‘sekreter’ derdi ve 'sekreterin yeri yazıhanedir’ ve ‘evle işi sakın karıştırma.’ Karım evde bir masam olmasını istemiyordu, kitaplığım olmasını
Sayfa 24
Reklam
KIRILMA GÜNLERİ 2.GÜN
Gözleri kamaşmış gücün yanında. İhtimal yok gittiniz bilmezler sevdiğiniz türküler çalınmıyor artık, şarkılar kırlenti ,çocuklar uçurtma uçurmuyor sokak aralarında ,gülümsemek gökyüzünde yüzlerde asık bir ihtiyar, köz oldum hoş-çakalın ben değişmem .Küçülmüş bir dünyanın alçağında bağırmaya çalışan ben, millet delirmiş kötülük eskiden
Ölü Yıkayıcılar
ölümün bir insanda doğruladığı iyi ki geldiniz burada bulundunuz her şey öyle uzun, biz soğukuz ve öyle solgunuz... perdeleri kaldırdık. ölüm islaktı dünyada. denizsiz bir salı günüydü.
Mısır'daki Mültecilerin Türkiye'ye Gelişleri Tasvir Gazetesi sahibi ve başyazarı Ziyad Ebüzziya'nın yardımı ve tavassutu ile Mısır'a götürülen Türklerin durumları hiç de iç açıcı, olmadığı anlaşılacağı üzere malumdu. Mısır'da özellikle yüksek münevver olarak, benden başka Celil İskender, Latif Elsever, Süleyman Tekiner,
Terimlerin Tanımı
Mesih'in tanrısallığıyla ilgili ayetleri daha iyi anlamak için Tanrı'nın, Üçlübirliğin, Mesih İsa'nın kişiliğinin ve doğasının uygun tanımları önceden bilinmelidir: 1.TANRI: Kutsal Yazılar Tanrı'nın kişisel, akıllı, sevgi dolu, adil, sadık, sonsuz, yaratıcı ve insanla dinamik bir ilişkide bulunduğunu öğretir. Tanrı'nın
Sayfa 14 - Zirve YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Gercek yaşanmış bir hikaye bırakalım şuraya...
20 yaşımdaydım o zaman 2009 yılının 12 Şubat günüydü o gün, Annem götürdü beni Hastaneye Babamın işi vardı çalışıyordu sıva yapıyordu babam. Oraya İsteyerek gitmedim Ayaklarım hep geri gitti ama Gitmem gerektiğinin de farkındayım. Gittim....Bizi bi akrabamız karşıladı kısa bir hal hatır sorma faslından sonra beni bi tekerlekli sandalyeye aldılar
İnsan kötülemekten hoşlanan bazı komşularımız, bilhassa o huysuz keçinin sahibi İbrahim Bey, bu saati babamın daha evvel kayyumluğunu yaptığı ahşap bir mescitten buraya getirdiğini iddia ederlerdi. Onların rivayetine göre mescidin yandığı gece babam birçok kurtarılan eşya ile, bilhassa yazı levhalarıyla beraber bu saati de eve getirmişti. Konsolun
Sayfa 25 - Birinci Bölüm, Büyük Ümitler, IVKitabı okudu
Özel bir mektup paylaşmak istedim …
Ölümünün 10. yılında bir satranç aşığı sevgili Nurettin Reis hocamı kendi satırlarından tanımanızı istedim … Böyle insanlar hatırlanmaya değer … Değerli Satrançseverler, Sevgili Dostlarım, Meslek Arkadaşlarım, Ben satranca 1992 yılında , 42 yaşındayken başladım. Beni öyle sardı ki, zaman içinde şunu anladım: Şayet satrancı lise çağlarında
Feminist çevreler İslam'ın kadını ezdiğini öne sürüyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? - İslam'ın kadın anlayışı son derece nazik ve kadını koruyan bir yaklaşımdır. Batı'da kadın özgür gibi gözükür; fakat asla özgür değildir. Erkekler kadınlara değer vermezler ve kadınlara karşı gösterilmesi gereken saygı ve nezaketi göstermezler. İslam, kadının bütün yaşamını koruma altına alıyor. Babam on sekiz yaşıma ulaştığımda bana, “Artık sana bakmayacağım, kendine iş bul ve evden ayrıl.” demişti. İtalya'da hep böyledir. Fakat Müslüman aileler çocuklarına bu şekilde davranmıyor. Meryem'in anne ve babası maddi sorunlar yaşamalarına rağmen, çocuklarına çalışma zorunluluğu getirmiyordu. İslam'a göre kadın evli değilse babası ona bakmak zorundadır. Eğer evliyse bu sefer de eşi kadının geçimini sağlamakla yükümlüdür. Kadına karşı bu denli güçlü bir koruma ne Avrupa'da, ne de Amerika'da var. -İtalyan Elisa
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.