Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
Hiçbir şey gözünü korkutmasın. Evvelce de söylediğim gibi, hep senin yanındayım. Her şeye birlikte karşı koyar, birlikte tahammül ederiz.
Sayfa 153Kitabı okudu
Reklam
122 syf.
8/10 puan verdi
Hadi anlaşalım..
Meksika halkının Toltekler soyundan gelen bir aileye mensup
Don Miguel Ruiz
Don Miguel Ruiz
'in kitabı
Dört Anlaşma
Dört Anlaşma
, kişisel gelişim türü kitapları tercih edenlerin severek okuyacağı ancak, bana kalırsa diğer kişisel gelişim kitaplarına benzemeyecek kadar kısa,öz ve sade bir kitap olmasından kaynaklı tür ayırt etmeksizin okunabilecek bir kitap.. Aynı anlama gelen
Dört Anlaşma
Dört AnlaşmaDon Miguel Ruiz · Ötesi Yayıncılık · 202311bin okunma
Artık anılarıma son veren kesin yıkımımı anlatabilirim. Ama hep ileri gidebilmek için baştan ileri atılmak gerekiyor. İşte o zaman hiç bilmediğim şeyleri öğrenebilirdim. Eğer böyle davranmazsam, anlatmak istediklerimin hiçbirini anlatamazdım. Yoksa her şeyi bir tahmin ve öngörü üzerine yazmak zorunda kalırdım. Eserime başlarken de söylediğim gibi sonsuz güzellikleri bir yana bırakacak, meramımı apaçık anlatmak için çaba harcayacağım. Okuru gereksiz şeylerle sıkmak hiç de sevmediğim bir şey. Neyse konuya gelelim:
191 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İnsan nehir gibidir; akar kendi yolculuğuna
Martin Luther King’in liderliğinde 1965 yılında yapılan “Selma yürüyüşleri / Özgürlük yürüyüşü” yüz yıllık bir mücadelenin sonucunu verdi ve siyahilere A.B.D. Başkanı Johnson'un Oy Hakkı Kanunu'nu çıkarmasını sağladı. Bu yürüyüşle ilgili (Özgürlük yürüyüşü/ Selma -2014) filmini izlemenizi tavsiye ederim.
Mahatma Gandhi
Mahatma Gandhi
‘nin 1930'da tuz
Yürümenin Felsefesi
Yürümenin FelsefesiFrédéric Gros · Kolektif Kitap · 20176,8bin okunma
"Sadece düşündüğünü söyleyen ve söylediğini de yapan bir adamdı." (Sayfa 158) " Size daha önce de söylediğim gibi, en önemlisi sabır göstermek. Umudu yitirmeden, düğümlerin tek tek çözülmesi gerek. Gerçi durum umutsuz gibi görünebilir, ama er ya da geç kaçmış ilmeği bulmamız gerekiyor. Zifiri karanlıktayken, gözlerin karanlığa alışana dek oturup beklemekten başka yapabileceğin bir şey yoktur." (Sayfa 331) "Sanki, böyle yazmakla, dağılan yaşamımın parçalarını birbirine bağlıyordum." (Sayfa 331) "Lütfen hep yaptığımız gibi olayları gereğinden fazla ciddiye alıp kara kara düşünmeyin. Bizler, yani hem normal olan, hem de normal olmayan insanlar, kusurlu bir dünyada yaşayan kusurlu kişileriz. Banka hesaplarının mekanik doğruluğu ile yaşamıyoruz ya da çizgilerimiz ve açılarımız iletiki ve cetvelle ölçülür cinsten değil. Haklı değil miyim?" (Sayfa 344) "Olaylar doğal akışına bırakıldığında, zaten gitmeleri gereken yere giderler. ne kadar çabalarsanız çabalayın, insanlar kırılmaları gereken zaman geldiğinde kırılacaklar. Hayat böyle. Belki size kürsüden vaaz veriyor gibi görünebilirim, ama sizin de böyle yaşamayı öğrenmenizin zamanı gelmiş demektir. Yaşamı istediğiniz biçime sokmak için çok çaba sarf ediyorsunuz. Eğer bir akıl hastenesine düşmek istemiyorsanız, yüreğinizi biraz daha açmanız ve kendinizi olayların akışına bırakmanız gerekli." (Sayfa 345)
Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
51. Eyalet ve Gerçekler (uzun ama buna değer)
Jeffrey'ye bakıp yeniden oturmasını işaret etti. Kendisi de yerine geçti. Profesör, Amerika sizce de bir şekilde yolunu kaybetmedi mi? Atalarımızın dağlara taşlara kazıdığı idealler yozlaştırılmadı mı? Unutturulmadı mı? Değersizleştirilmedi mi?" Jeffrey başıyla onayladı. "Bu görüşte olanların sayısı her geçen gün
Benim de yapmam gerekiyordu o yüzden başlıyorum *Ben Rümeysa, eski arkadaşlarım bana Rumoş diyordu ama yeni sınıfımda iki Rümeysa olduğumuz için yeni arkadaşlarım soyadımla sesleniyor (eski ve yeni diye ayırmak zorundaydım evet) *Kitap okumasam muhtemelen ben olmazdım, okumak şu anki kişiliğimi oluşturdu *
İçimdeki Müzik
İçimdeki Müzik
okuduktan sonra hayatım değişti
Ha ha ha, tipik Türk aydını bu! :D
Benim söylediğim gerçek şudur: Rus liberalizmi yalnızca eşyanın var olan düzenine değil, doğrudan eşyaya da bir saldırıdır. Rus düzenine değil, doğrudan Rusya'ya bir saldırıdır. Benim liberalim Rusya'yı yadsımaya kadar götürmüştür işi, yani anayurdundan nefret eder, onu aşağılar. Rus'a dair şanssız ve başarısız her olay kahkahalarla güldürür onu, neredeyse coşturur. Halkın alışkanlıklarından, geleneklerinden, Rus tarihinden, her şeyinden nefret eder. Onu aklayacak bir şey varsa, o da ne yaptığının farkında olmaması, Rusya'ya olan nefretinin en üretken liberalizm olduğunu sanmasıdır (ah, aslında belki de son derece aptal, geri zekâlı ve tehlikeli bir muhafazakâr olan bir liberalin diğerlerince hep birlikte alkışlandığına bile sık rastlarsınız!). Rusya'ya duyulan bu nefreti yakın bir geçmişte bazı liberallerimiz neredeyse gerçek yurt sevgisi olarak görüyor ve bu sevginin nasıl olması gerektiğini başkalarından daha iyi görmeleriyle övünüyorlardı. Şimdi ise daha bir açıkyürekli oldular, hatta "yurt sevgisi" deyiminden utanır oldular ve bu kavramı zararlı, değersiz bir kavrammış gibi çıkarıp attılar sözlüklerinden... Bir gerçektir bu ve onu savunuyorum, ayrıca... bir gün bütün çıplaklığıyla, sade ve dürüstçe ortaya koymak da gerekiyordu gerçeği. Gelgelelim, aynı zamanda bu gerçek yüzyıllardır hiçbir toplumda ortaya çıkmamıştır, görülmemiştir. Yani demek istediğim, bir rastlantıdır bizdeki, belki gelip geçicidir de, kabul ederim...
Sayfa 424 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Hasan Ali Toptaş ve Taciz İddiaları
Hasan Ali Toptaş birilerini taciz etti mi etmedi mi bilemem ama toplumda olayın çok yanlış algılandığını bizzat gördüm. Öncelikle hakkındaki yanlış algıyı düzeltmek gerek. Olaylar şöyle oldu bakın sırayla; 1- Hasan Ali Toptaş röportaj yaptı ve genç çevirmenleri ağır şekilde eleştirdi. 2- Anonim bir profil Hasan Ali Toptaş'ın bu röportajına
Reklam
O kadar fazla soru var ki zihnimde, o kadar fazla cevap arıyorum ki... Kayboluyorum çoğu zaman cevap bulmaya çalışırken. Bir yanım hep akışına bırak diyor, bir yanımsa sürekli sorular... Yine buraya yazmıştım 3 ay önce. Belki Allah belki de başka bişey bizi tekrar bir araya getirdi. Seninle tekrar olduğuma inanmak bana çok zor geldi, buna alışabilmek... 6 7 ay boyunca sensiz kalmış bu ruh, bu kalp, bu beden çok şey kaybetti. Şimdi buradasın, geceleri yine senin nefesini duyarak uyuyorum. Geçirdiğim o sensiz döneme kıyasla çok daha iyiyim. Ama... Bazı şeyler o kadar eksik ki... Gözlerine baktığımda bile o eski ışığı göremiyorum. Hemde ona bu kadar ihtiyacım varken... Sana karşı hissettiğim şeyi çok iyi biliyorum, bu fazlasıyla net benim için. Sana tekrardan herşeyimi veririm... İçim bu kadar yanıyorken. Canımı yakmış ve hala yakıyor olmana rağmen, verebilirim. Ama... Çok eksik geliyor herşey. Haklı olduğunu biliyorum, ister istemez eskiyle kıyaslıyorum ve bu beni üzüyor. Ama söylediğim ve hissettiğim bu değil. Ben yokmuş gibi yaşıyor ben yokmuş gibi davranıyorsun. Benimle konuştuğun dakikalarda sesinin, görünüşünün büyüsüne kapılıyorum... O anlarda herşey gidiyor, dünya gidiyor, çevremdekiler gidiyor, hayat duruyor, sen hariç... Çok canımı yakıyo... Değersiz, umursanmayan, gelmeni bekleyen aciz biri olmak...
Hasiktir ha siktir ha siktir İyi geldi bu sana değil mi Ben rahatladım. Bunca acıyı sana ben yaşattım Adım gibi biliyorum Ben pişmanım. Seni suçlamıyorum artık. Ben hatalıyım , Sinirime hakim olmalı seni daha çok dinlemeliydim Yanında olmak için senin çağırmanı beklememeli Gerekirse işimden ayrılmalıydım sana ulaşmamı engelliyor diye. Sen beni
Sokretes'in savunması
Sokrates, digerlerinin senin için yarattığı yoldan gidemeyeceğini söylüyordu.Yürümelisin ve YOLUNU YÜRÜYEREK OLUŞTURMALISIN. Sokrates kabul edilmeyi talep etmiyor." Lütfen beni yalnız bırakın, benim sizi yalnız bıraktığım gibi.Lütfen benim özgürlüğüme izin verin.Ben sizin hayatınıza tecavüz etmiyorum siz de benim hayatıma tecavüz
Sayfa 37
‌"Stoacılar Felsefeyi üçe ayırır: Mantık, Fizik ve Ahlak. Stoacılara göre felsefe yaşayan bir canlıdır. Mantık, bu canlının kemiklerini ve sinirlerini, Fizik etli bölgelerini, Ahlaksa ruhunu oluşturur. Stoacılar bunlar arasındaki ilişkiyi şöyle ifade eder: "En üstün iyi, erdemdir; erdem doğayla uyumlu yaşamaktır, doğayla uyumlu yaşama,
1.044 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.